این قدر عقلی که داری گم شود ** سر که عقل از وی بپرد دم شود945
Sendeki bu kadarcık akıl da zayi olur, aklı uçan başsa kuyruk kesilir!
ز آن که بیشکری بود شوم و شنار ** میبرد بیشکر را در قعر نار
Zira şükretmemek uğursuz ve ayıp bir şeydir; o hal, şükretmeyeni, tâ ateşin dibine kadar çeker götürür.
گر توکل میکنی در کار کن ** کشت کن پس تکیه بر جبار کن
Tevekkül ediyorsan çalışmak hususunda tevekkül et; kazan da sonra Tanrı’ya dayan!”
باز ترجیح نهادن نخجیران توکل را بر جهد
Av hayvanlarının tekrar tevekkülü çalışmaya tercih eylemeleri
جمله با وی بانگها برداشتند ** کان حریصان که سببها کاشتند
Hepsi ona bağırarak dediler ki: “Sebep tohumlarını eken o harisler…”
صد هزار اندر هزار از مرد و زن ** پس چرا محروم ماندند از زمن
Kadın, erkek nice yüz binlerce kişi, neden oldu da zamane menfaatlerinden mahrum kaldılar?
صد هزاران قرن ز آغاز جهان ** همچو اژدرها گشاده صد دهان950
Dünyanın başlangıcından beri yüz binlerce kavim, ejderha gibi ağız açmışlar;
مکرها کردند آن دانا گروه ** که ز بن بر کنده شد ز آن مکر کوه
O bilgili, idrakli kavimler hileler düzmüşler, tedbirlerde bulunmuşlardır. Öyle tedbirler ki o tedbirlerle dağ bile tâ dibinden kopar, yerinden ayrılırdı.
کرد وصف مکرهاشان ذو الجلال ** لتزول منه اقلال الجبال
Tanrı, onların hile ve tedbirlerini “O tedbirler yüzünden dağların tepeleri bile oynar, yıkılır, dümdüz olurdu” diye övdü.
جز که آن قسمت که رفت اندر ازل ** روی ننمود از شکار و از عمل
(Bunca tedbirlerine rağmen) o avlanmalarından, o çalışmalarından ezelde verilen kısmetten başka bir şey yüz göstermedi…
جمله افتادند از تدبیر و کار ** ماند کار و حکمهای کردگار
Hepsi tedbirlerden de âciz kaldılar, çalışmadan da; ortada Tanrı’nın işi ve hükümleri kaldı.