یا چو بوی یوسف خوب لطیف ** میزند بر جان یعقوب نحیف1205
Yahut da zayıf Yakub’un canına erişen güzel ve lâtif Yusuf’un kokusuna benziyor.
فایدهی دیگر که هر خشتی کز این ** بر کنم آیم سوی ماء معین
Öbür faydası da duvardan koparıp tertemiz suya attığım her taş, her kerpiç parçası,
کز کمی خشت دیوار بلند ** پستتر گردد به هر دفعه که کند
Yüksek duvarı biraz daha alçaltıyor, her defasında duvar biraz daha inmiş oluyor.
پستی دیوار قربی میشود ** فصل او درمان وصلی میبود
Duvarın alçalması, suya yaklaşmama sebep olmakta. Duvarın ortadan kalkması vuslata çare bulmakta.”
سجده آمد کندن خشت لزب ** موجب قربی که و اسجد و اقترب
Duvardaki o taşları, kerpiçleri koparmak “Secde et de yaklaş” ayetindeki yakınlığı mucip olan secdedir.
تا که این دیوار عالی گردن است ** مانع این سر فرود آوردن است1210
Duvarın boynu yüksekken bu baş indirmeğe mânidir.
سجده نتوان کرد بر آب حیات ** تا نیابم زین تن خاکی نجات
Bu toprak bedenden kurtulmadıkça Âbıhayata secde edemem.
بر سر دیوار هر کاو تشنهتر ** زودتر بر میکند خشت و مدر
Duvar üstündekilerden en fazla susuz kimse; taşı, topacı en çabuk koparıp atan da odur.
هر که عاشق تر بود بر بانگ آب ** او کلوخ زفت تر کند از حجاب
Suyun sesine en fazla âşık olan duvardan en büyük taşı koparıp atar.
او ز بانگ آب پر می تا عنق ** نشنود بیگانه جز بانگ بلق
O adam, suyun sesinden, âdeta boğazına kadar şaraba batmışçasına neşelenir. Yabancı kişi ise kerpicin suya düşünce bluk diye çıkardığı sesten başka bir şey duymaz.