-
گفت او هم از ضرورت کای اسد ** از چو من لاغر شکارت چه رسد
- Kör de zora gelince köpeğe “Ey aslan, benim gibi arık birisini avlayıp da ne yapacaksın?
-
گور میگیرند یارانت به دشت ** کور میگیری تو در کوچه به گشت 2360
- Dostların çölde yaban eşeği avlamaktalar, sense mahallede kör avlıyorsun, bu ne kötü şey!
-
گور میجویند یارانت به صید ** کور میجویی تو در کوچه به کید
- Dostların avda yaban eşeği arıyorlar, sen sokakta hile düzüp kör arıyorsun” dedi.
-
آن سگ عالم شکار گور کرد ** وین سگ بیمایه قصد کور کرد
- Bilgili köpek yaban eşeği avlar, bilgisiz köpekse köre kasteder.
-
علم چون آموخت سگ رست از ضلال ** میکند در بیشهها صید حلال
- Köpek bile, ilim öğrenince azgınlıktan kurtulur, ormanlarda helâl hayvanlar avlar.
-
سگ چو عالم گشت شد چالاک زحف ** سگ چو عارف گشت شد ز اصحاب کهف
- Köpek bile âlim olunca savaşta çevikleşir. Köpek bile ârif olunca Eshâb-ı Kehif’ten olur.
-
سگ شناسا شد که میر صید کیست ** ای خدا آن نور اشناسنده چیست 2365
- Köpek bile avcıları kimdir, anlar, tanır. Yarabbi, her şeyi tanıtan o nur nedir ki?
-
کور نشناسد نه از بیچشمی است ** بلکه این ز آن است کز جهل است مست
- Körün tanıyamaması, gözü olmadığından değildir; bu, onun bilgisizlikten sarhoş olması yüzündendir.
-
نیست خود بیچشم تر کور از زمین ** این زمین از فضل حق شد خصم بین
- Kör, bu yeryüzünden de daha gözsüz değil ya! Hâlbuki bu yer bile Tanrı inayetiyle düşmanı tanıdı!
-
نور موسی دید و موسی را نواخت ** خسف قارون کرد و قارون را شناخت
- Musa’nın nurunu gördü, ona iltifat etti, Karun’u ise tanıdı yere geçirdi.