-
گر نمازت فوت میشد آن زمان ** میزدی از درد دل آه و فغان
- Eğer namazın fevt olsaydı gönlüne dert düşecek, ah ve figana başlayacaktın.
-
آن تاسف و آن فغان و آن نیاز ** در گذشتی از دو صد ذکر و نماز
- O teessüf, o figan, o niyaz, yüzlerce zikirden, namazdan üstün olacaktır.
-
من ترا بیدار کردم از نهیب ** تا بسوزاند چنان آهی حجاب
- Böyle bir ah, hicapları yakmasın diye korktum da seni, onun için uyandırdım.
-
تا چنان آهی نباشد مر ترا ** تا بدان راهی نباشد مر ترا
- İstedim ki öyle bir ah etmeyesin, bu suretle de o yola sahip olmayasın.
-
من حسودم از حسد کردم چنین ** من عدویم کار من مکر است و کین 2785
- Ben hasetçiyim, işte böyle bir hasette bulundum. Düşmanım; işim, gücüm, hile ve kinden ibarettir”
-
گفت اکنون راست گفتی صادقی ** از تو این آید تو این را لایقی
- Muaviye, bunun üzerine “ İşte şimdi doğruyu söyledin, senden bu beklenir, lâyığın budur.
-
عنکبوتی تو مگس داری شکار ** من نیم ای سگ مگس زحمت میار
- Sen örümceksin, ancak sinek tutabilirsin. Hâlbuki ben sinek değilim, zahmet etme a köpek!
-
باز اسپیدم شکارم شه کند ** عنکبوتی کی بگرد ما تند
- Ben akdoğanım, beni padişah avlar. Örümcek, etrafımızda nasıl olur da ağ örebilir?
-
رو مگس میگیر تا تانی هلا ** سوی دوغی زن مگسها را صلا
- Kudretin varken yürü, sinek avla, sinekleri bir ayran tası civarına çağır!
-
ور بخوانی تو به سوی انگبین ** هم دروغ و دوغ باشد آن یقین 2790
- Onları bala çağırsan bile bu çağırış, şüphe yok yalandır, çağırdığın şey de yine ayran!