English    Türkçe    فارسی   

2
924-933

  • چون که عثمان آن عیان را عین گشت ** نور فایض بود و ذی النورین گشت‏
  • Osman, o apaçık görüşün ta kendisi oldu da feyizli bir nura nail olup Zinnûreyn oldu.
  • چون ز رویش مرتضی شد در فشان ** گشت او شیر خدا درمرج جان‏ 925
  • Mürteza, onun yüzünden inciler saçtı da can vadisinde Allah aslanı kesildi.
  • چون جنید از جند او دید آن مدد ** خود مقاماتش فزون شد از عدد
  • Cüneyt, onun askerinden yardıma nail olunca eriştiği mertebeler sayıdan üstün oldu.
  • بایزید اندر مزیدش راه دید ** نام قطب العارفین از حق شنید
  • Bayezid, onun ihsanına yol bulunca Allahtan “ Kutbül Ârifin” adını duydu.
  • چون که کرخی کرخ او را شد حرص ** شد خلیفه‏ی عشق و ربانی نفس‏
  • Kerhî, onun harimine bekçi olunca aşk halifesi oldu, nefesleri Allah nefesi haline geldi.
  • پور ادهم مرکب آن سو راند شاد ** گشت او سلطان سلطانان داد
  • Edhemoğlu, atını sevinçle o tarafa koşturunca âdil sultanların sultanı oldu.
  • و آن شقیق از شق آن راه شگرف ** گشت او خورشید رای و تیز طرف‏ 930
  • Şakik, o ulu yolun meşakkati yüzünden güneş gibi aydınlatıcı bir reye, her şeyi gören bir göze erişti.
  • صد هزاران پادشاهان نهان ** سر فرازانند ز آن سوی جهان‏
  • Daha nice yüz bin gizli Padişahlar var ki o nur âleminde yüceliğe sahiptirler, makamları vardır.
  • نامشان از رشک حق پنهان بماند ** هر گدایی نامشان را بر نخواند
  • Allah, her yoksul, onların adlarını anmasın diye gayretinden adlarını gizledi.
  • حق آن نور و حق نورانیان ** کاندر آن بحرند همچون ماهیان‏
  • O nura ve denizde balıklar gibi yaşayan nuranilere ant olsun…