-
و اژدها کز زمهریر افسرده بود ** زیر صد گونه پلاس و پرده بود
- Ejderha, zemheriden donmuştu. Yüzlerce kilimin, kebenin altındaydı.
-
بسته بودش با رسنهای غلیظ ** احتیاطی کرده بودش آن حفیظ 1040
- Yılancı, ihtiyatı elden bırakmamış, onu kalın iplerle bağlamıştı.
-
در درنگ انتظار و اتفاق ** تافت بر آن مار خورشید عراق
- Fakat halkın toplanmasını beklerken epeyce bir zaman geçmiş, Irak güneşi, yılanın üstüne vurmuştu.
-
آفتاب گرمسیرش گرم کرد ** رفت از اعضای او اخلاط سرد
- Güneş onu epeyce ısıtınca azasından soğuk ahlât sıyrılıp gitmişti.
-
مرده بود و زنده گشت او از شگفت ** اژدها بر خویش جنبیدن گرفت
- O müddet zarfında ölü bir halde bulunan ejderha dirildi, kımıldamaya başladı.
-
خلق را از جنبش آن مرده مار ** گشتشان آن یک تحیر صد هزار
- Ölü yılanın kımıldadığını görünce halkın hayreti birken yüz bin oldu.
-
با تحیر نعرهها انگیختند ** جملگان از جنبشش بگریختند 1045
- Şaşkınlıklarından naralar atarak hep birden kaçışmaya koyuldular.
-
میسکست او بند و زان بانگ بلند ** هر طرف میرفت چاقاچاق بند
- Ejderha, halkın gürültüsünden çatır, çatır bağlarını koparmaya başladı. İplerin her biri bir yana düştü.
-
بندها بسکست و بیرون شد ز زیر ** اژدهایی زشت غران همچو شیر
- İplerini koparıp kilimin altından sıyrıldı. Bir de ne görsünler, aslan gibi kükreyen çirkin, mefret bir ejderha!
-
در هزیمت بس خلایق کشته شد ** از فتاده و کشتگان صد پشته شد
- Kaçarken halk birbirini çiğnedi, birçok kişiler ayakaltında kalıp öldüler, ölülerden yüzlerce yığın oldu.