-
هان که بویای دهانتان خالقست ** کی برد جان غیر آن کو صادقست
- Kendinize gelin, sizin ağzınızı koklayan da Allah’tır. Doğrudan başka kim canını kurtarabilir?
-
وای آن افسوسیی کش بویگیر ** باشد اندر گور منکر یا نکیر
- Bir adamın kabirde ağzını koklayan Münkir yahut Nekir olursa yazıklar olsun o acımağa değer kişiye!
-
نه دهان دزدیدن امکان زان مهان ** نه دهان خوش کردن از دارودهان 110
- O ulu meleklerden ne ağzını gizlemeye imkân var, ne güzel kokularla iyi bir hale getirmeye çare.
-
آب و روغن نیست مر روپوش را ** راه حیلت نیست عقل و هوش را
- Mezara girene, onlara yaltaklanmak mümkün değil; akıl, fikir için hileye sapmaya yol yok!
-
چند کوبد زخمهای گرزشان ** بر سر هر ژاژخا و مرزشان
- Saçma sapan söyleyen adamın başına gürzleri iner, pençeleri batar.
-
گرز عزرائیل را بنگر اثر ** گر نبینی چوب و آهن در صور
- Azrail’in sopasını, demirini gözünle görmüyorsan gürzünün eserine bak!
-
هم بصورت مینماید گه گهی ** زان همان رنجور باشد آگهی
- Bazı zamanlar suret bakımından da görünür de onun için yalnız hasta, bunu anlar, duyar.
-
گوید آن رنجور ای یاران من ** چیست این شمشیر بر ساران من 115
- O hasta, dostlar, der; bu tepenin üstünde duran kılıç nedir ki?
-
ما نمیبینیم باشد این خیال ** چه خیالست این که این هست ارتحال
- Dinleyenler de “Biz öyle bir şey görmüyoruz. Bu, hayalden ibaret” derler. Hâlbuki ne hayali? Göçme zamanı bu!
-
چه خیالست این که این چرخ نگون ** از نهیب این خیالی شد کنون
- Ne hayali bu? Bu aşağılık felek bile bunun korkusuyla hayal haline geldi.