-
چون حیات از حق بگیری ای روی ** پس شوی مستغنی از گل میروی
- Fakat ey yoksul adam, Hak’tan hayat bulursan topraktan müstağni olur, bu balçığı o vakit terk edersin.
-
شیر خواره چون ز دایه بسکلد ** لوتخواره شد مرورا میهلد
- Süt emen çocuk dadıdan vazgeçti mi yemek yemeğe başlar, artık onu bırakır gider.
-
بستهی شیر زمینی چون حبوب ** جو فطام خویش از قوت القلوب 1285
- Sen, topraktan biten taneler gibi yerin sütüne bağlanmış, ona bağlanmış, ona alışmışsın. Kalplerin gıdasına alış da bu sütten kesilmeye bak!
-
حرف حکمت خور که شد نور ستیر ** ای تو نور بیحجب را ناپذیر
- Ey hicapsız nurları kabul etmeye istidadı olmayan kişi, hiç olmazsa harflerde gizlenmiş bir nur olan hikmet sözlerini duy, onları ye!
-
تا پذیرا گردی ای جان نور را ** تا ببینی بیحجب مستور را
- Böyle böyle o hicapsız nuru da kabul etmeye istidat kazanır, gizli nuru da hicapsız olarak görürsün.
-
چون ستاره سیر بر گردون کنی ** بلک بی گردون سفر بیچون کنی
- Bu suretle yıldız gibi felekte seyreder, hatta felekten hariç keyfiyetsiz seferlere düşersin!
-
آنچنان کز نیست در هست آمدی ** هین بگو چون آمدی مست آمدی
- Yokluktan varlığa geldin ya… Kendine gel, geldin ama nasıl geldin Sarhoşça… Hiç kendinden haberin yok!
-
راههای آمدن یادت نماند ** لیک رمزی بر تو بر خواهیم خواند 1290
- Geldiğin yollar aklında bile kalmadı. Fakat biz yine sana bir remiz söyleyecek, bir şey hatırlatacağız.
-
هوش را بگذار وانگه هوشدار ** گوش را بر بند وانگه گوش دار
- Bu aklı terk et de hakikî akla ulaş. Bu kulağı tıka da hakikî kulak kesil!
-
نه نگویم زانک خامی تو هنوز ** در بهاری تو ندیدستی تموز
- Hayır hayır… Söyleyeceğim, çünkü henüz hamsın sen. Daha ilkbahardasın, Temmuzu görmedin bile!