راههای آمدن یادت نماند ** لیک رمزی بر تو بر خواهیم خواند1290
Geldiğin yollar aklında bile kalmadı. Fakat biz yine sana bir remiz söyleyecek, bir şey hatırlatacağız.
هوش را بگذار وانگه هوشدار ** گوش را بر بند وانگه گوش دار
Bu aklı terk et de hakikî akla ulaş. Bu kulağı tıka da hakikî kulak kesil!
نه نگویم زانک خامی تو هنوز ** در بهاری تو ندیدستی تموز
Hayır hayır… Söyleyeceğim, çünkü henüz hamsın sen. Daha ilkbahardasın, Temmuzu görmedin bile!
این جهان همچون درختست ای کرام ** ما برو چون میوههای نیمخام
Ey ulular, bu cihan bir ağaca benzer; biz de bu âlemdeki yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz.
سخت گیرد خامها مر شاخ را ** زانک در خامی نشاید کاخ را
Ham meyveler, daha iyice yapışmıştır, oradan kolay kolay kopmazlar. Çünkü ham meyve köşke, saraya lâyık değildir ki.
چون بپخت و گشت شیرین لبگزان ** سست گیرد شاخها را بعد از آن1295
Fakat oldu da tatlılaştı, dudağı ısırır bir hale geldi mi artık dallara iyi yapışmaz, hemen düşüverir.
چون از آن اقبال شیرین شد دهان ** سرد شد بر آدمی ملک جهان
O baht ve ikbal yüzünden adamın ağzı tatlılaştı mı insana bütün cihan mülkü soğuk gelir.
سختگیری و تعصب خامی است ** تا جنینی کار خونآشامی است
Bir şeye sımsıkı yapışmak, bir şeyde taassup göstermek hamlıktır. Sen ana karnında çocuk halindeyken işin gücün ancak kan içmeden ibarettir.
چیز دیگر ماند اما گفتنش ** با تو روح القدس گوید بی منش
Söylenecek bir şey daha kaldı ama ben söylemeyeceğim, sana onu Ruhulkudüs bensiz söylesin.
نه تو گویی هم بگوش خویشتن ** نه من ونه غیرمن ای هم تو من
Hayır hayır… Ruhulkudüs değil, sen kendin, kendi kulağına söylersin… Orada hakikatte ne ben varım, ne benden başkası, sen de bensin zaten canım efendim!