-
گفت نه رفتم برآن کوه بلند ** عاصمست آن که مرا از هر گزند
- Nuh, “Aklını başına topla, şimdi dağ, bir saman çöpü mesabesindedir.
-
هین مکن که کوه کاهست این زمان ** جز حبیب خویش را ندهد امان
- Allah, kendi dostundan başkasına aman vermez” dediyse de Kenan,
-
گفت من کی پند تو بشنودهام ** که طمع کردی که من زین دودهام 1315
- Ben ne vakit senin öğüdünü dinledim ki benim de sana uyanlardan olmama tamah ettin,
-
خوش نیامد گفت تو هرگز مرا ** من بریام از تو در هر دو سرا
- Senin sözün bana hiç hoş gelmedi ki… Ben, iki âlemde de senden uzağım “ dedi.
-
هین مکن بابا که روز ناز نیست ** مر خدا را خویش وانباز نیست
- Nuh, “Yapma yavrum, bugün, naz günü değildir… Allah’ın ne eşi var, ne benzeri!
-
تا کنون کردی واین دم نازکیست ** اندرین درگاه گیرا ناز کیست
- Şimdiye kadar inat etmedin ama bu zaman, nazik bir zaman. Bu kapıda kimin nazı geçer ki?
-
لم یلد لم یولدست او از قدم ** نه پدر دارد نه فرزند و نه عم
- O, ezelde “Doğmadı da, doğurmaz da” hakikatine mahzardır. Allah’ın ne babası var, ne oğlu, ne amcası!
-
ناز فرزندان کجا خواهد کشید ** ناز بابایان کجا خواهد شنید 1320
- Oğulların nazını nerden çekecek, babaların niyazını nerden duyacak?
-
نیستم مولود پیراکم بناز ** نیستم والد جوانا کم گراز
- “Ey ihtiyar, ben doğmadım, bana az nazlan… Ey genç, ben baba değilim, öyle pek salınma!
-
نیستم شوهر نیم من شهوتی ** ناز را بگذار اینجا ای ستی
- Ben koca değilim, şehvetim de yok… Hanım nazı bırak.