-
لم یلد لم یولدست او از قدم ** نه پدر دارد نه فرزند و نه عم
- O, ezelde “Doğmadı da, doğurmaz da” hakikatine mahzardır. Allah’ın ne babası var, ne oğlu, ne amcası!
-
ناز فرزندان کجا خواهد کشید ** ناز بابایان کجا خواهد شنید 1320
- Oğulların nazını nerden çekecek, babaların niyazını nerden duyacak?
-
نیستم مولود پیراکم بناز ** نیستم والد جوانا کم گراز
- “Ey ihtiyar, ben doğmadım, bana az nazlan… Ey genç, ben baba değilim, öyle pek salınma!
-
نیستم شوهر نیم من شهوتی ** ناز را بگذار اینجا ای ستی
- Ben koca değilim, şehvetim de yok… Hanım nazı bırak.
-
جز خضوع و بندگی و اضطرار ** اندرین حضرت ندارد اعتبار
- Bu hususta kulluktan, ihtiyaçtan, zaruretten başka hiçbir şeyin itibarı yok” demekte,
-
گفت بابا سالها این گفتهای ** باز میگویی بجهل آشفتهای
- Dedi ama Kenan: “Baba, yıllardır bu sözleri söylemektesin, yine de söylüyorum… Cahil misin ne?
-
چند ازینها گفتهای با هرکسی ** تا جواب سرد بشنودی بسی 1325
- Bu sözleri herkese ne kadar söyledin de nice soğuk cevaplar aldın, kötü sözler duydun.
-
این دم سرد تو در گوشم نرفت ** خاصه اکنون که شدم دانا و زفت
- Bu soğuk sözlerin kulağıma bile girmedi, şimdi mi girecek? Artık ben bilgi sahibiyim, büyüdüm” diye cevap verdi.
-
گفت بابا چه زیان دارد اگر ** بشنوی یکبار تو پند پدر
- Nuh, “A yavrum, bir kerecik olsun babanın öğüdünü tutsan ne olur?” dedi.
-
همچنین میگفت او پند لطیف ** همچنان میگفت او دفع عنیف
- O, böyle güzel güzel nasihatler ediyor, Kenan’da bu çeşit ağır sözlerle karşılık veriyordu.