English    Türkçe    فارسی   

3
1336-1345

  • تا که باقی تن نگردد زار ازو ** گرچه بود آن تو شو بیزار ازو
  • Nuh, dedi ki: “Yarabbi, senden başka kimsem yok. Sana teslim olan ağyar sayılmaz.
  • گفت بیزارم ز غیر ذات تو ** غیر نبود آنک او شد مات تو
  • Sana karşı ne haldeyim, ihlâsım nasıl? Zaten biliyorsun.
  • تو همی دانی که چونم با تو من ** بیست چندانم که با باران چمن
  • Çayırlıklar, çimenlikler, nasıl yağmura muhtaçsa, nasıl yağmurdan yeşerir, yetişirse ben de sana öyle muhtacım, onlar gibi senden yetişmekteyim; hatta ihtiyacım onlardan yirmi kat fazla,
  • زنده از تو شاد از تو عایلی ** مغتذی بی واسطه و بی حایلی
  • Yoksul, seninle diridir, seninle neşelenir; vasıtasız, hailsiz senden gıdalanır, bende böyleyim işte.
  • متصل نه منفصل نه ای کمال ** بلک بی چون و چگونه و اعتلال 1340
  • Ey kemâl sahibi Allah ne seninleyim, ne senden ayrı. Seninle keyfiyetsiz, sebepsiz, illetsiz bir haldeyim.
  • ماهیانیم و تو دریای حیات ** زنده‌ایم از لطفت ای نیکو صفات
  • Biz balıklarız, hayat denizi sensin. Ey iyi sıfatlı Allah, senin lütfunla diriyiz.
  • تو نگنجی در کنار فکرتی ** نی به معلولی قرین چون علتی
  • Sen düşünceye de sığmazsın, sebeple de izah edilemezsin.
  • پیش ازین طوفان و بعد این مرا ** تو مخاطب بوده‌ای در ماجرا
  • Bu tufandan önce de her macerada söz söylediğim sendin, tufandan sonra da söz söyleyeceğim sensin.
  • با تو می‌گفتم نه با ایشان سخن ** ای سخن‌بخش نو و آن کهن
  • Ben, seninle konuşuyorum, ey yepyeni sözler bağışlayan ve eski sözlere sahip olan Rabbim, onlarla değil.
  • نه که عاشق روز و شب گوید سخن ** گاه با اطلال و گاهی با دمن 1345
  • Âşık, gece gündüz gâh çadır yerlerinde kalan çerçöpe, gâh harabelere hitap eder;