-
چون نمیآید ورا رنجوریی ** که بگیرد چند روز او دوریی
- “Hoca hiç hastalanmıyor ki birkaç günceğiz olsun mektebe gelmesin de rahat kalalım;
-
تا رهیم از حبس و تنگی و ز کار ** هست او چون سنگ خارا بر قرار 1525
- Bu hapisten, bu darlıktan, bu çalışıp çabalamadan kurtulalım. Mermer kaya gibi yerinde durup duruyor” dediler.
-
آن یکی زیرکتر این تدبیر کرد ** که بگوید اوستا چونی تو زرد
- İçlerinden birisi, en zekileriydi. Bir tedbir düşündü. “Hocam, nasılsın, neden böyle benzin sararmış?
-
خیر باشد رنگ تو بر جای نیست ** این اثر یا از هوا یا از تبیست
- Hayrola, rengin kaçmış senin… Bu ya hava çarpmasından, ya sıtmadan derim.
-
اندکی اندر خیال افتد ازین ** تو برادر هم مدد کن اینچنین
- Hoca, elbette bu sözden biraz olsun vehme düşer. Sen de bu çeşit sözlerle bana yardım edersin kardeşim.
-
چون درآیی از در مکتب بگو ** خیر باشد اوستا احوال تو
- Mektebin kapısından içeri girer girmez, “ Hayır ola hocam, bu halin ne” dedi.
-
آن خیالش اندکی افزون شود ** کز خیالی عاقلی مجنون شود 1530
- Vehmi biraz daha artar, akıllı adam bile vehimle delirir gider.
-
آن سوم و آن چارم و پنجم چنین ** در پی ما غم نمایند و حنین
- Üçüncü, dördüncü, beşinci olarak gelenler de bizden sonra bu çeşit sözler söyler, açıklanırlar.
-
تا چو سی کودک تواتر این خبر ** متفق گویند یابد مستقر
- Otuz çocuk da hep bu sözü söylerse adamı iyice vehim kaplar, iş olur biter” dedi.
-
هر یکی گفتش که شاباش ای ذکی ** باد بختت بر عنایت متکی
- Çocukların hepsi de “Aferin zeki çocuk, bahtın daima yaver olsun, Allah sana yardım etsin” dediler.