-
سجده کردند و بگفتند ای کریم ** دور بادا از تو رنجوری و بیم 1590
- Çocuklar, yeri öpüp “Kerem sahibi, hastalık, senden uzak olsun” dediler.
-
پس برون جستند سوی خانهها ** همچو مرغان در هوای دانهها
- Mektepten fırlayıp tanelere uçuşan kuşlar gibi evlerine koşuştular.
-
مادرانشان خشمگین گشتند و گفت ** روز کتاب و شما با لهو جفت
- Anneleri kızarak “Bu gün mektep var. Sizse oyuna dalmışsınız” dedi.
-
عذر آوردند کای مادر تو بیست ** این گناه از ما و از تقصیر نیست
- Özür getirip dediler ki: “Dur hele anne, suç bizim değil, bizim kabahatimiz yok.
-
از قضای آسمان استاد ما ** گشت رنجور و سقیم و مبتلا
- Nasılsa hocamız hastalandı, perişan bir hale geldi”
-
مادران گفتند مکرست و دروغ ** صد دروغ آرید بهر طمع دوغ 1595
- Anneleri dedi ki. “Hile, düzen. Siz bir ayran için yüz yalan söylersiniz.
-
ما صباح آییم پیش اوستا ** تا ببینیم اصل این مکر شما
- Hele sabah olsun, hocanıza gideyim de bu hilenin aslını öğreneyim”
-
کودکان گفتند بسم الله روید ** بر دروغ و صدق ما واقف شوید
- Çocuklar, “Peki, git de doğru mu söylüyoruz, yalan mı, anla” dediler.
-
رفتن مادران کودکان به عیادت اوستاد
- Çocukların annelerinin hocayı dolaşmaya gitmeleri
-
بامدادان آمدند آن مادران ** خفته استا همچو بیمار گران
- Sabah olunca anneleri, hocayı dolaşmaya gittiler. Bir de baktılar ki hoca, ağır bir hastalığa tutulmuş, yatmakta.
-
هم عرق کرده ز بسیاری لحاف ** سر ببسته رو کشیده در سجاف
- Fazla örtündüğü, başını bağladığı, yüzünü kapattığı için kan-tere batmış.