English    Türkçe    فارسی   

3
1651-1660

  • در هوای نابکاری سوخته ** اقمشه و املاک خود بفروخته
  • Bir kahpenin sevdasıyla yanıp tutuşuyor. Elbiselerini, malını, mülkünü sarmış.
  • خان و مان رفته شده بدنام و خوار ** کام دشمن می‌رود ادبیروار
  • Elindeki, avucundaki gitmiş, adı kötüye çıkmış hor hakir bir hale gelmiş, düşmanlarının isteği gibi tepesi üstüne yuvarlanıp gidiyor!
  • زاهدی بیند بگوید ای کیا ** همتی می‌دار از بهر خدا
  • Adamcağız bir zahit gördü mü “Ey ulu, Allah için bana bir himmet et.
  • کاندرین ادبار زشت افتاده‌ام ** مال و زر و نعمت از کف داده‌ام
  • Bu aşağılık ve kötü sevdaya düştüm, elimdeki maldan, altından, nimetten oldum.
  • همتی تا بوک من زین وا رهم ** زین گل تیره بود که بر جهم 1655
  • Bir himmet et, belki bu dertten kurtulur, bu kara balçıktan sıçrar, çıkarmı der”.
  • این دعا می‌خواهد او از عام و خاص ** کالخلاص و الخلاص و الخلاص
  • Halktan da dua etmelerini istemektedir. İleri gelenlerden de..“ Aman, beni kurtarın, kurtarın, kurtarın!” demektedir.
  • دست باز و پای باز و بند نی ** نه موکل بر سرش نه آهنی
  • Eli de açık, ayağı da. Ne onu bağlamışlar, ne başında bir adam var, ne ayağın da bukağı!
  • از کدامین بند می‌جویی خلاص ** وز کدامین حبس می‌جویی مناص
  • A adam, hangi bağdan kurtulmak istiyor, hangi hapisten kaçmak diliyorsun?
  • بند تقدیر و قضای مختفی ** کی نبیند آن بجز جان صفی
  • Hangi bağdan olacak? Tertemiz ruhtan başka kimsenin göremediği takdir bağından gizli olan kaza bağından!
  • گرچه پیدا نیست آن در مکمنست ** بتر از زندان و بند آهنست 1660
  • Ortada değil görünmüyor, gizli ama zindandan da beter, demir zincirlerden de!