-
همتی تا بوک من زین وا رهم ** زین گل تیره بود که بر جهم 1655
- Bir himmet et, belki bu dertten kurtulur, bu kara balçıktan sıçrar, çıkarmı der”.
-
این دعا میخواهد او از عام و خاص ** کالخلاص و الخلاص و الخلاص
- Halktan da dua etmelerini istemektedir. İleri gelenlerden de..“ Aman, beni kurtarın, kurtarın, kurtarın!” demektedir.
-
دست باز و پای باز و بند نی ** نه موکل بر سرش نه آهنی
- Eli de açık, ayağı da. Ne onu bağlamışlar, ne başında bir adam var, ne ayağın da bukağı!
-
از کدامین بند میجویی خلاص ** وز کدامین حبس میجویی مناص
- A adam, hangi bağdan kurtulmak istiyor, hangi hapisten kaçmak diliyorsun?
-
بند تقدیر و قضای مختفی ** کی نبیند آن بجز جان صفی
- Hangi bağdan olacak? Tertemiz ruhtan başka kimsenin göremediği takdir bağından gizli olan kaza bağından!
-
گرچه پیدا نیست آن در مکمنست ** بتر از زندان و بند آهنست 1660
- Ortada değil görünmüyor, gizli ama zindandan da beter, demir zincirlerden de!
-
زانک آهنگر مر آن را بشکند ** حفره گر هم خشت زندان بر کند
- Çünkü demir zincirleri demirci kırabilir, bir adam zindanın temelini kazıp duvarını yıkabilir.
-
ای عجب این بند پنهان گران ** عاجز از تکسیر آن آهنگران
- Fakat şaşılacak şey şu ki gizli olan kuvvetli bağı kırmaktan demirciler bile âcizdir.
-
دیدن آن بند احمد را رسد ** بر گلوی بسته حبل من مسد
- O bağı Ahmed görebilir de, “Boynunda da hurma lifinden bir ip var” der.
-
دید بر پشت عیال بولهب ** تنگ هیزم گفت حمالهی حطب
- Ahmed, Ebuleheb’in karısının sırtındaki odun yükünü gördü de ona “ Odun hamalı” dedi.