-
ای بسا قاضی حبر نیکخو ** از گلو و رشوتی او زردرو
- Nice bilgili ve iyi huylu kadı vardır ki boğazının yüzünden rüşvet almış, utanıp yüzü sararmıştır.
-
بلک در هاروت و ماروت آن شراب ** از عروج چرخشان شد سد باب
- Hattâ Harut’la Marut bile o şarabı tatmışlardır da o şarap, onların göğe çıkmalarına mâni olmuştur.
-
با یزید از بهر این کرد احتراز ** دید در خود کاهلی اندر نماز
- Bayezid, bu yüzden çekindi, işte. Kendisinde namaz kılma hususunda bir tembellik gördü.
-
از سبب اندیشه کرد آن ذو لباب ** دید علت خوردن بسیار از آب 1700
- O çok akıllı şeyh, sebebini düşündü, fazla su içmesinde buldu.
-
گفت تا سالی نخواهم خورد آب ** آنچنان کرد و خدایش داد تاب
- “Tam bir yıl su içmeyeceğim” dedi. Dediğini de yaptı, Allah sabır ve tahammülünü verdi.
-
این کمینه جهد او بد بهر دین ** گشت او سلطان و قطب العارفین
- Onun bu pek ehemmiyetsiz mücahedesi, din içindi, bu yüzden de sultan oldu, arifler kutbu oldu.
-
چون بریده شد برای حلق دست ** مرد زاهد را در شکوی ببست
- Şeyhin de eli boğazı yüzünden kesildi ve o zahit adamın şikâyet kapısı bağlandı.
-
شیخ اقطع گشت نامش پیش خلق ** کرد معروفش بدین آفات حلق
- Adı halk arasında “Şeyh-i Akta’- eli kesik şeyh-” kaldı, halk onu bu adla tanıdı.
-
کرامات شیخ اقطع و زنبیل بافتن او بدو دست
- Şeyh-i Akta’ın kerameti ve iki elle zembil örmesi
-
در عریش او را یکی زایر بیافت ** کو بهر دو دست می زنبیل بافت 1705
- Onu birisi ottan, çöpten yapılmış bir gölgelikte ziyaret etti. İki elle zembil örmekte olduğunu gördü.
-
گفت او را ای عدو جان خویش ** در عریشم آمده سر کرده پیش
- Şeyh ona “Ey canının düşmanı, neden böyle küstahlık edip yanıma geldin?