-
او نمیداست کایشان رستهاند ** بر دریچهی نور دل بنشستهاند 1725
- Bilmiyordu ki onlar, bu işlerden kurtulmuşlar, gönül nurunun göründüğü pencerenin önüne oturmuşlar…
-
این جهان خوابست اندر ظن مهایست ** گر رود درخواب دستی باک نیست
- Gölgelerinin, kendilerinden meydana geldiğini bilmişler, çevik bir hale gelmişlerdir.
-
گر بخواب اندر سرت ببرید گاز ** هم سرت بر جاست و هم عمرت دراز
- Bu gül bahçesinde felek havanı, onları yüzlerce defa dövüp ezse bile,
-
گر ببینی خواب در خود را دو نیم ** تندرستی چون بخیزی نی سقیم
- Bu terkibin aslını görmüş olduklarından artık vehmin ferilerinden pek korkmazlar.
-
حاصل اندر خواب نقصان بدن ** نیست باک و نه دوصد پاره شدن
- Bu âlem, bir rüyadır, zanna kapılma sen. Rüyada bir el kesilse bile zararı yok.
-
این جهان را که بصورت قایمست ** گفت پیغامبر که حلم نایمست 1730
- Rüyada başın kesilse de hakikatte yine başın yerindedir, ömrün de uzun olur.
-
از ره تقلید تو کردی قبول ** سالکان این دیده پیدا بی رسول
- Rüyada kendini ikiye biçilmiş görsen bile kalktın mı vücudun da sağlamdır, bir hastalığında yoktur.
-
روز در خوابی مگو کین خواب نیست ** سایه فرعست اصل جز مهتاب نیست
- Hâsılı rüyada vücudunu noksan görmekten ne çıkar? Yüzlerce parçaya ayrılsan bile ne korkacaksın ki?
-
خواب و بیداریت آن دان ای عضد ** که ببیند خفته کو در خواب شد
- Suretle kaim olan bu cihan hakkında da Peygamber, uyuyanın gördüğü bir rüya dedi.
-
او گمان برده که این دم خفتهام ** بیخبر زان کوست درخواب دوم
- Sen, bu sözü taklit yoluyla kabul ettin, fakat salikler bunu rivayet edilmeden de gözleriyle gördüler.