-
اصل این ترکیب را چون دیدهاند ** از فروع وهم کم ترسیدهاند
- Ey yiğit, bil ki uykun da uyanıklığın da uyuyan adamın rüya içinde rüya görmesine benzer.
-
سایهی خود را ز خود دانستهاند ** چابک و چست و گش و بر جستهاند
- Bu adam, kendisini uyuyorum sanır ama bilmez ki ikinci uykudadır, iki kat uyku içindedir.
-
کوزهگر گر کوزهای را بشکند ** چون بخواهد باز خود قایم کند
- Testici, bir testiyi kırarsa dilediği zaman yine yapar da.
-
کور را هر گام باشد ترس چاه ** با هزاران ترس میآید براه
- Kör, her adımda kuyuya, çukura düşmekten korkar da binlerce korkuyla yol yürür.
-
مرد بینا دید عرض راه را ** پس بداند او مغاک و چاه را 1740
- Fakat gören kişi yolun enini, boyunu görür, çukuru, kuyuyu bilir.
-
پا و زانواش نلرزد هر دمی ** رو ترش کی دارد او از هر غمی
- Her adımda ayakları, dizleri titremez. Her dertten yüzünü ekşitir mi ki?
-
خیز فرعونا که ما آن نیستیم ** که بهر بانگی و غولی بیستیم
- Sihirbazlar, “Ey firavun, halk, biz, her sesten, her gulyabaniden ürküp duracak adam değiliz.
-
خرقهی ما را بدر دوزنده هست ** ورنه ما را خود برهنهتر به است
- Bizim hırkamızı yırt, onu diken var… Olmasa bile çıplak olmamız daha iyi.
-
بی لباس این خوب را اندر کنار ** خوش در آریم ای عدو نابکار
- Bu güzeli çıplak olarak koçmamız daha hoş. A bir işe yaramaz, bir şey beceremez düşman!
-
خوشتر از تجرید از تن وز مزاج ** نیست ای فرعون بی الهام گیج 1745
- Tenden mizaçtan soyunmaktan daha hoş bir şey yoktur, a ilhama mazhar olmayan sersem Firavun!” dediler.
-
حکایت استر پیش شتر کی من بسیار در رو میافتم و تو نمیافتی الا به نادر
- Devenin önünde giden katırın “Ben yol yürürken ikide bir yüzüstü kapanıyorum, sense pek nadir düşüyorsun” diye şikâyet etmesi