-
چون نداری نوحه بر فرزند خویش ** چونک فصاد اجلشان زد بنیش 1815
- Ecel cellâdı, oğullarını vurup öldürdüğü halde nasıl oluyor da kendi oğluna ağlamıyorsun?
-
چون گواه رحم اشک دیدههاست ** دیدهی تو بی نم و گریه چراست
- Gözyaşları, merhamete delildir, yürek yanmadıkça göz yaşaramaz, neden gözlerinde yaş yok, niçin ağlamıyorsun ya?” dedi.
-
رو به زن کرد و بگفتش ای عجوز ** خود نباشد فصل دی همچون تموز
- Şeyh kadına yüz çevirip dedi ki. “Kocakarı, kış mevsimi, temmuz ayına benzemez.
-
جمله گر مردند ایشان گر حیاند ** غایب و پنهان ز چشم دل کیاند
- İsterse hepsi ölsün, isterse diri kalsın… Gönül gözünden kaybolmuyorlar ki!
-
من چو بینمشان معین پیش خویش ** از چه رو رو را کنم همچون تو ریش
- Onları gözümün önünde görüp dururken neden senin gibi yüzümü yırtayım?
-
گرچه بیروناند از دور زمان ** با مناند و گرد من بازیکنان 1820
- Zamanın devranından çıktılar… Çıktılar ama onlar yine benimle beraber, etrafımda oynayıp duruyorlar!
-
گریه از هجران بود یا از فراق ** با عزیزانم وصالست و عناق
- Ağlayış ya elemden olur, ya ayrılıktan. Hâlbuki ben aziz sevgililerimle vuslattayım, koşuşup duruyorum.
-
خلق اندر خواب میبینندشان ** من به بیداری همیبینم عیان
- Halk onları rüyada görür, bense uyanıkken onları apaşikâr görüyorum.
-
زین جهان خود را دمی پنهان کنم ** برگ حس را از درخت افشان کنم
- Bu cihandan kendimi gizledim mi, duygu yaprağını varlık ağacından silktim mi onlarla beraberim.
-
حس اسیر عقل باشد ای فلان ** عقل اسیر روح باشد هم بدان
- Kadınım, duygu akla esirdir, fakat bil ki akılda ruhun esiridir.