-
نور شعلهی هر یکی شمعی از آن ** بر شده خوش تا عنان آسمان
- O yedi mumun her birinin nuru gökyüzüne kadar vurmuştu.
-
خیره گشتم خیرگی هم خیره گشت ** موج حیرت عقل را از سر گذشت
- Hayretlere düştüm, hatta hayret bile hayran oldu. Hayret dalgası aklımın başından aştı!
-
این چگونه شمعها افروختست ** کین دو دیدهی خلق ازینها دوختست
- “Bu mumlar, ne çeşit mum? Halk nasıl oluyor da bunları görmüyor;
-
خلق جویان چراغی گشته بود ** پیش آن شمعی که بر مه میفزود
- Aydan daha aydın olan mumlar durup dururken başka bir mum arıyor?
-
چشمبندی بد عجب بر دیدهها ** بندشان میکرد یهدی من یشا 1990
- Halkın gözünde ne şaşılacak bir bağ var ki bunları görmüyor. Allah doğru yolu dilediğine gösteriyor sahiden” diyordum.
-
شدن آن هفت شمع بر مثال یک شمع
- O yedi mumun bir mum oluşu
-
باز میدیدم که میشد هفت یک ** میشکافد نور او جیب فلک
- Bir de baktım ki o yedi mum bir mum oldu. Nuru, gökyüzünü bile delip geçmekteydi.
-
باز آن یک بار دیگر هفت شد ** مستی و حیرانی من زفت شد
- Sonra yine o tek mum, yedi mum oldu. Benim sarhoşluğum, hayretim arttı.
-
اتصالاتی میان شمعها ** که نیاید بر زبان و گفت ما
- O mumların birleşmesini dille anlatmaya imkân yok ki!
-
آنک یک دیدن کند ادارک آن ** سالها نتوان نمودن از زبان
- Gözün bir an içinde gördüğünü dil, yıllarca söylese anlatamaz.
-
آنک یک دم بیندش ادراک هوش ** سالها نتوان شنودن آن بگوش 1995
- Kulak idrakin bir ân içinde gördüğü şeyleri, yıllarca dinlese bitmez.