گفتم ار سوی حقایق بشکفند ** چون ز اسم حرف رسمی واقفند
Yine kendi kendime bunlar hakikatlere ermişler, hakikatler âlemine ulaşmışlar, âlâ… Fakat bu surete ait ismi, bu surete ait harfi nasıl biliyorlar, dedim.
گفت اگر اسمی شود غیب از ولی ** آن ز استغراق دان نه از جاهلی
İçlerinden biri “Velî, bir adı bilmezse bil ki bu istiğraktan ileri gelen bir şeydir, cahillikten değil” dedi.
بعد از آن گفتند ما را آرزوست ** اقتدا کردن به تو ای پاک دوست
Ondan sonra bana “Ey temiz dost, biz namazda sana uymak istiyoruz” dediler.
گفتم آری لیک یک ساعت که من ** مشکلاتی دارم از دور زمن2065
Peki dedim, fakat bir an müsaade edin zamanın devrine ait müşküllerim var.
تا شود آن حل به صحبتهای پاک ** که به صحبت روید انگوری ز خاک
Temiz sohbetinizle o müşküller hal olsun. Topraktan üzüm bile sohbetle biter.
دانهی پرمغز با خاک دژم ** خلوتی و صحبتی کرد از کرم
İçi dolu olan tane kara toprağa ulaşır, toprakta halvet eder, toprakta sohbet eder,
خویشتن در خاک کلی محو کرد ** تا نماندش رنگ و بو و سرخ و زرد
Kendisini toprakta tamamıyla mahveder; nihayet ne sarı, ne kırmızı rengi kalır, kokusu da mahvolur da,
از پس آن محو قبض او نماند ** پرگشاد و بسط شد مرکب براند
Tamamıyla mahvolur kabza eriştikten sonra kol kanat açar, basta erişir, atını sürmeye başlar.
پیش اصل خویش چون بیخویش شد ** رفت صورت جلوهی معنیش شد2070
Aslının önünde varlığından geçince suret ortadan gider, manası cilvelenir.
سر چنین کردند هین فرمان تراست ** تف دل از سر چنین کردن بخاست
Hüküm senin diye baş eğdiler. Onların bu baş eğmelerinden öyle hararetlendim, gönlümden öyle bir ateş çıktı ki!