English    Türkçe    فارسی   

3
2090-2099

  • او پلیدی را نبیند در عبور ** هیچ مومن را مبادا چشم کور 2090
  • Kör yolda yürürken pisliği göremez. Dilerim, hiçbir müminin gözü kör olmasın.
  • کور ظاهر در نجاسه‌ی ظاهرست ** کور باطن در نجاسات سرست
  • Zahiri kör, görünen necasetlere bulaşır. Fakat can gözü kör olan kişi gizli olan, görünmeyen pisliklere bulaşır.
  • این نجاسه‌ی ظاهر از آبی رود ** آن نجاسه‌ی باطن افزون می‌شود
  • Bu görünen pislik bir parça suyla arınır, fakat içte olan pislik, artıkça artar.
  • جز بب چشم نتوان شستن آن ** چون نجاسات بواطن شد عیان
  • İçteki pislikler anlaşıldı mı gözyaşından başka bir şeyle temizlenemez.
  • چون نجس خواندست کافر را خدا ** آن نجاست نیست بر ظاهر ورا
  • Allah, kâfire “Pis murdar” demiştir. Bu pislik, bu murdarlık, onun dışında değildir.
  • ظاهر کافر ملوث نیست زین ** آن نجاست هست در اخلاق و دین 2095
  • Kâfirin dışı, pisliklere bulaşmıştır. Pislik onun huyundadır, dinindedir.
  • این نجاست بویش آید بیست گام ** و آن نجاست بویش از ری تا بشام
  • Zahiri pisliğin kokusu yirmi adımlık yerden gelir, bâtıni pisliğin kokusuysa Rey’den tut da Şam’a kadar gider!
  • بلک بویش آسمانها بر رود ** بر دماغ حور و رضوان بر شود
  • Hatta göklere çıkar, hurilerle Rıdvan’ın burunlarını doldurur!
  • اینچ می‌گویم به قدر فهم تست ** مردم اندر حسرت فهم درست
  • Bu söylediğin sözler yok mu? Senin anlayışın miktarı ancak… Öldüm iyi ve doğru anlayışın hasretinden!
  • فهم آبست و وجود تن سبو ** چون سبو بشکست ریزد آب ازو
  • Anlayış sudur, beden testi. Testi kırılınca içindeki su dökülür gider!