-
انبیا گویند روز چاره رفت ** چاره آنجا بود و دستافزار زفت
- Peygamberler, “Çareye başvuracak gün geçti. O orada yapılacak bir şeydi, elde alet oradaydı, orada kaldı!
-
مرغ بیهنگامی ای بدبخت رو ** ترک ما گو خون ما اندر مشو
- A bahtsız kişi, git oradan, sen vakitsiz öten bir horozsun. Bırak bizi, kanımıza bulaşma!” derler.
-
رو بگرداند به سوی دست چپ ** در تبار و خویش گویندش که خپ
- Bunun üzerine sol tarafa baş çevirir, hısımından akrabasından yardım ister. Onlar da “ Sus!”
-
هین جواب خویش گو با کردگار ** ما کییم ای خواجه دست از ما بدار 2170
- Allah’a kendin cevap ver. Bizi kim oluyoruz ki? Bizden el çek!” derler.
-
نه ازین سو نه از آن سو چاره شد ** جان آن بیچارهدل صد پاره شد
- Ne bu yandan bir çare olur, ne o yandan. O biçarenin canı da yüz parça olur!
-
از همه نومید شد مسکین کیا ** پس برآرد هر دو دست اندر دعا
- Herkesten ümidini keser de ellerini açar, duaya başlar:
-
کز همه نومید گشتم ای خدا ** اول و آخر توی و منتها
- Yarabbi, herkesten ümidim kesildi. Evvel de sensin, âhir de sen; senden başka önü, sonu olmayan yok, diye niyaza koyulur.
-
در نماز این خوش اشارتها ببین ** تا بدانی کین بخواهد شد یقین
- Namazdaki bu hoş işaretleri gör de bunun eninde sonunda böyle olacağını bil!
-
بچه بیرون آر از بیضه نماز ** سر مزن چون مرغ بی تعظیم و ساز 2175
- Namaz yumurtasından civcivi çıkara gör, yerden tane toplayan yolsuz yordamsız kuş gibi yere başvurup durma!
-
شنیدن دقوقی در میان نماز افغان آن کشتی کی غرق خواست شدن
- Dekukî’nin namazdayken garkolmak üzere bulunan bir gemideki halkın feryadını duyması
-
آن دقوقی در امامت کرد ساز ** اندر آن ساحل در آمد در نماز
- Dekukî, o kıyıda namaz kıldırmak üzere imam oldu, onlar da arkasında saf olup namaza durdular.