-
یار تو خرجین تست و کیسهات ** گر تو رامینی مجو جز ویسهات
- Dostun, kesendir, hurcundur, Ramin’sen Vise’den başkasını arama.
-
ویسه و معشوق تو هم ذات تست ** وین برونیها همه آفات تست
- Vise de sensin, mâşukun da sen. Bu zâhiri şeylerin hepsi sana âfettir.
-
حزم آن باشد که چون دعوت کنند ** تو نگویی مست و خواهان منند 230
- İhtiyat ona derler ki seni davet ettiler mi bunlar, benim sarhoşum bunlar benim dostum, beni seviyorlar, beni istiyorlar demeyesin.
-
دعوت ایشان صفیر مرغ دان ** که کند صیاد در مکمن نهان
- Davetlerini, kuşlara çalınan ıslık bil. Avcı, pusuda gizlidir de kuş gibi örter durur.
-
مرغ مرده پیش بنهاده که این ** میکند این بانگ و آواز و حنین
- Önüne de seslenen, öten, çığıran budur zannını vermek için bir ölü kuş koymuş.
-
مرغ پندارد که جنس اوست او ** جمع آید بر دردشان پوست او
- Kuşlar… Onu kendi cinsinden sanıp toplanırlar. O da onların derilerini yüzer.
-
جز مگر مرغی که حزمش داد حق ** تا نگردد گیج آن دانه و ملق
- Ancak Allah hangi kuşa ihtiyat ve tedbir duygusu vermişse o kuş o taneye, o tuzağa aldanıp gelmez.
-
هست بی حزمی پشیمانی یقین ** بشنو این افسانه را در شرح این 235
- İhtiyatsızlık, tedbirsizlik, pişmanlıktan ibarettir. Bunu anlatan şu hikâyeyi de dinle.
-
فریفتن روستایی شهری را و بدعوت خواندن بلابه و الحاح بسیار
- Köylünün şehirliyi aldatıp yalancıktan ve birçok ısrarla köye çağırması
-
ای برادر بود اندر ما مضی ** شهریی با روستایی آشنا
- Kardeş, eskiden bir şehirliye köylünün tanışıklığı vardı.
-
روستایی چون سوی شهر آمدی ** خرگه اندر کوی آن شهری زدی
- Köylü, şehre geldikçe şehirlinin mahallesine çadır kurar, evine kurulup otururdu.