پس همینجا دست و پایت در گزند ** بر ضمیر تو گواهی میدهند2455
Elin, ayağın, içinde sakladığın şeye bu âlemde de şahadet eder.
چون موکل میشود برتو ضمیر ** که بگو تو اعتقادت وا مگیر
İtikat ettiğin şeyleri söyle, gizleme diye gönlündeki şey, başına dikilir.
خاصه در هنگام خشم و گفت و گو ** میکند ظاهر سرت را مو بمو
Hele kızdığın, söylenmeye başladığın zaman yok mu… Gizlendiğin şeyleri kıldan kıla meydana çıkarır.
چون موکل میشود ظلم و جفا ** که هویدا کن مرا ای دست و پا
Zulümde cefa, bu âlemde senin başına dikiliyor, bu iş için tayin edilmiş bir memur kesiliyor da hadi, ey el, ey ayak, yaptıklarını söyle, beni meydana çıkar diyor ya…
چون همیگیرد گواه سر لگام ** خاصه وقت جوش و خشم و انتقام
İçinde gizlediğin şey, sırrının gemini ele alıyor, hele kızıp coştuğun zaman onu istediği gibi sürüp götürüyor ya…
پس همان کس کین موکل میکند ** تا لوای راز بر صحرا زند2460
Demek ki gizlediği şeyi ta ovalara çıkarsın da bayrak gibi diksin, el âleme göstersin diye Allah, zulmeden kötülükte bulunan kişinin başına bu memuru dikiyor.
پس موکلهای دیگر روز حشر ** هم تواند آفرید از بهر نشر
Bunu yapan Allah, mahşer gününde de sırrını meydana çıkarmak için başka memurlar yaratmaya kadirdir.
ای بده دست آمده در ظلم و کین ** گوهرت پیداست حاجت نیست این
Zaten ey zulümde, kinde elden ele geçmiş, herkesçe ne olduğu bilinmiş, anlaşılmış adam, senin için, dışın meydanda… Elinin, ayağının şahadetine ne ihtiyaç var?
نیست حاجت شهره گشتن در گزند ** بر ضمیر آتشینت واقفاند
Kötülüğünü, ziyankârlığını etrafa yaymaya hacet yok. Senin ateşten ibaret olan içini herkes biliyor.
نفس تو هر دم بر آرد صد شرار ** که ببینیدم منم ز اصحاب نار
Nefsinden, her an, beni görün, ben cehennemliğim diye yüzlerce kıvılcım sıçramada.