-
باز هر سالی چو لکلک آمدی ** تا مقیم قبهی شهری شدی 250
- Her yıl leylek gelince köylü de gelir, şehirlinin evine konardı.
-
خواجه هر سالی ز زر و مال خویش ** خرج او کردی گشادی بال خویش
- Şehirli, her yıl altınından, malından köylüye harceder, onun üstüne kanat gererdi.
-
آخرین کرت سه ماه آن پهلوان ** خوان نهادش بامدادان و شبان
- Nihayet son defa o yiğit köylü, tam üç ay şehirliye misafir oldu, o da, ona sabah akşam sofra yaydı, yedirdi, içirdi.
-
از خجالت باز گفت او خواجه را ** چند وعده چند بفریبی مرا
- Köylü, utanıp yine “Efendim, kaç keredir vadettin, beni kaç kere beni kaç keredir aldattın bu, niceyedir?” dedi.
-
گفت خواجه جسم و جانم وصلجوست ** لیک هر تحویل اندر حکم هوست
- Şehirli dedi ki: “Canım da, bedenim de buluşmayı isteyip duruyor ama her hareket, onun takdiriyle.
-
آدمی چون کشتی است و بادبان ** تا کی آرد باد را آن بادران 255
- İnsan yelkenli gemiye benzer. Rüzgârı estiren bakalım onu ne yana sürecek?”
-
باز سوگندان بدادش کای کریم ** گیر فرزندان بیا بنگر نعیم
- Köylü, yine şehirliye antlar vererek “ Ey kerem sahibi, çoluğunu çocuğunu al, gel de ikramı gör” deyip.
-
دست او بگرفت سه کرت بعهد ** کالله الله زو بیا بنمای جهد
- Elini tuttu. Üç kere ant verdi, “Allah için olsun gayret et, tez gel” dedi.
-
بعد ده سال و بهر سالی چنین ** لابهها و وعدههای شکرین
- Bunun üstüne on yıl geçti. Her yıl böyle lâflar eder, tatlı tatlı vaatlerde bulunurdu.
-
کودکان خواجه گفتند ای پدر ** ماه و ابر و سایه هم دارد سفر
- Şehirlinin çocukları “Baba ay da sefer eder, bulut da gölge de.