-
دفع آن علت بباید کرد زود ** که شکر با آن حدث خواهد نمود
- O illeti derhal geçirmeye çalışmak gerek. O illet durdukça şeker bile zehir kesilir.
-
هر خوشی کاید به تو ناخوش شود ** آب حیوان گر رسد آتش شود 2685
- Her güzel ve tatlı şey, insana kötü ve acı gelir. İnsan Âbıhayat içse ateş sanır.
-
کیمیای مرگ و جسکست آن صفت ** مرگ گردد زان حیاتت عاقبت
- O huy, ölüm kimyasıdır, dert kimyasıdır. Sen de o huy var mı? Nihayet hayatın bile o yüzden ölüm olur!
-
بس غدایی که ز وی دل زنده شد ** چون بیامد در تن تو گنده شد
- O huy, sendeyken gönlü dirilten gıda bile senin vücudunda kokar, leş kesilir.
-
بس عزیزی که بناز اشکار شد ** چون شکارت شد بر تو خوار شد
- Nâz-u naimle avlanan nice aziz kişiler vardır ki sana av olsalar sence bayağı görünürler.
-
آشنایی عقل با عقل از صفا ** چون شود هر دم فزون باشد ولا
- Bir akıl, gararsız, maksatsız başka bir akılla bağdaşırsa sevgi, gün gittikçe artar.
-
آشنایی نفس با هر نفس پست ** تو یقین میدان که دم دم کمترست 2690
- Fakat nefis, aşağılık bir nefisle tanışır, dost olursa şüphesiz olarak bil ki bu dostluk, zaman geçtikçe azalır.
-
زانک نفسش گرد علت میتند ** معرفت را زود فاسد میکند
- Çünkü nefsin daima bir illet, bir maksat etrafında döner, dolaşır… Dostluğu, bilişiği de çabucacık bozar!
-
گر نخواهی دوست را فردا نفیر ** دوستی با عاقل و با عقل گیر
- Yarın dostunun senden nefret etmesini istemiyorsan bir akıllıysa dost ol, akla yâr ol!
-
از سموم نفس چون با علتی ** هر چه گیری تو مرض را آلتی
- Nefis zehirleriyle hastalanmış, hastalığa tutulmuşsan eline ne alır, elini nereye atar, neye sahip olursan hastalığa alet olur, onu da berbat edersin!