-
از سموم نفس چون با علتی ** هر چه گیری تو مرض را آلتی
- Nefis zehirleriyle hastalanmış, hastalığa tutulmuşsan eline ne alır, elini nereye atar, neye sahip olursan hastalığa alet olur, onu da berbat edersin!
-
گر بگیری گوهری سنگی شود ** ور بگیری مهر دل جنگی شود
- Eline mücevher alsan, taş olur, gönül sevgisine yapışsan savaş olur.
-
ور بگیری نکتهی بکری لطیف ** بعد درکت گشت بیذوق و کثیف 2695
- Kimse tarafından söylenmemiş, kimse tarafından dokunulmamış bâkir ve lâtif ir nükte duysan anlayınca sence zevksiz ve kötü bir hal alır.
-
که من این را بس شنیدم کهنه شد ** چیز دیگر گو بجز آن ای عضد
- Ben bunu çok duydum, dinledim… Eskidi bu artık. Ey yiğit, sen, bundan başka bir şey söyle dersin.
-
چیز دیگر تازه و نو گفته گیر ** باز فردا زان شوی سیر و نفیر
- Hatta yepyeni ve söylenmemiş bir nükte duyduğunu farz et, yarın ona da doyar, ondan da nefret edersin.
-
دفع علت کن چو علت خو شود ** هرحدیثی کهنه پیشت نو شود
- Sen sendeki illeti gider… İllet geçti mi, sence her eskimiş, söylenmiş söz, yeni olur.
-
تا که از کهنه برآرد برگ نو ** بشکفاند کهنه صد خوشه ز گو
- O eski söz, yepyeni dallar, budaklar verir, yüzlerce meyve hevenkleri bitirir, yetiştirir!
-
ما طبیبانیم شاگردان حق ** بحر قلزم دید ما را فانفلق 2700
- Biz böyle hekimleriz, öyle Allah şakirtleriyiz ki bahrimuhit bile bizi gördü de yarıldı.
-
آن طبیبان طبیعت دیگرند ** که به دل از راه نبضی بنگرند
- Biz başkayız; insanın hastalığını, nabzına bakarak anlayan hekimler başka!
-
ما به دل بی واسطه خوش بنگریم ** کز فراست ما به عالی منظریم
- Biz gönle vasıtasız bakarız, bizim görüşümüz, anlayışımız yüzünden pek yücedir.