English    Türkçe    فارسی   

3
2774-2783

  • وصف هر جانی تناسب باشدش ** بی گمان با جان که حق بتراشدش
  • Ruha münasip olan her vasfı, şüphe yok ki tam yerli yerinde, tam uygun olarak halk eden Allah’tır.
  • چون صفت با جان قرین کردست او ** پس مناسب دانش همچون چشم و رو 2775
  • Allah, mademki huyu, cana uygun ve eş olarak yarattı, o halde onu gözle kaş gibi yerinde ve birbirine münasip bil!
  • شد مناسب وصفها در خوب و زشت ** شد مناسب حرفها که حق نبشت
  • Güzeldeki huylar da uygun ve yerinde, çirkindeki huylar da. Allah’ın yazdığı harfler birbirine tam münasip!
  • دیده و دل هست بین اصبعین ** چون قلم در دست کاتب ای حسین
  • Ey Hasancık, yazı yazanın elindeki kalem gibi gözle gönül de Allah’ın iki parmağı arasında!
  • اصبع لطفست و قهر و در میان ** کلک دل با قبض و بسطی زین بنان
  • Gönül kalemi, lütuf ve kahır parmakları arasında gâh sıkıntıya düşer, gâh feraha çıkar.
  • ای قلم بنگر گر اجلالیستی ** که میان اصبعین کیستی
  • Ey kalem, ululuğa lâyıksan kimin parmakları arasındasın, bak da gör!
  • جمله قصد و جنبشت زین اصبعست ** فرق تو بر چار راه مجمعست 2780
  • Senin bütün kastin, bütün hareketin bu parmaklardan meydana geliyor. Başın, dört yol ağzında; kahrın, lütfun, doğru yolla sapıklığın birleştiği yeridir.
  • این حروف حالهات از نسخ اوست ** عزم و فسخت هم ز عزم و فسخ اوست
  • Bu halden hale giriş harflerin, onun yazıp bozmasından meydana gelmekte… bir işe niyetin, yahut bir şeyden vazgeçmen de onun iradesiyle, onun takdiriyle!
  • جز نیاز و جز تضرع راه نیست ** زین تقلب هر قلم آگاه نیست
  • Niyazdan, yalvarıp yakarmadan başka yol yok… bu değişmeyi, bu halden hale girmeyi her kalem bilmez.
  • این قلم داند ولی بر قدر خود ** قدر خود پیدا کند در نیک و بد
  • Bilsen bile kendi miktarınca, kendi haddince bilir… iyi de kendi kadrini izhar eder, kötüde de!