-
گفت ان عدتم کذا عدنا کذا ** نحن زوجنا الفعال بالجزا
- “Tövbenizi bozar, kötülüğe başlarsanız biz de tekrar size azap ederiz. Biz yapılan işlere uygun karşılıkları çift ettik” dedi.
-
چونک جفتی را بر خود آورم ** آید آن را جفتش دوانه لاجرم
- Bir kadının kocasını yahut bir kocanın karısını alıp bir yere götürsen eşi de koşa koşa mutlaka onun yanına gelir.
-
جفت کردیم این عمل را با اثر ** چون رسد جفتی رسد جفتی دگر
- Bu yapılan işleri de eserleriyle çift yarattık… Bir amelde bulundun mu mutlaka eşi de zuhur eder.
-
چون رباید غارتی از جفت شوی ** جفت میآید پس او شویجوی 2875
- Birisi gelip bir karının kocasını esir ederek götürse karısı, kocasını araya araya çıkagelir.
-
بار دیگر سوی این دام آمدیت ** خاک اندر دیدهی توبه زدیت
- Sen de bir kere daha bu tuzağa geldin, bir kere daha tövbenin gözüne toprak serptin!
-
بازتان تواب بگشاد از گره ** گفت هین بگریز روی این سو منه
- Tövbeleri kabul eden, suçluları yargılayan Allah, tekrar o düğümü çözdü de “Kendine gel… Bu tarafa yüz tutma” dedi.
-
باز چون پروانهی نسیان رسید ** جانتان را جانب آتش کشید
- Fakat tekrar unutkanlık pervanesi geldi, canınızı ateşe doğru sürükledi!
-
کم کن ای پروانه نسیان و شکی ** در پر سوزیده بنگر تو یکی
- Ey pervane, öyle çok unutkan olma, öyle pek şüpheye düşme… Yanan kanadına bak bir kere!
-
چون رهیدی شکر آن باشد که هیچ ** سوی آن دانه نداری پیچ پیچ 2880
- Ateşten kurtuldun mu bu kurtuluşun şükrü, bir daha tane olan yere hiç uğramamandır.
-
تا ترا چون شکر گویی بخشد او ** روزیی بی دام و بی خوف عدو
- Uğrama da şükrettikçe Allah sana tuzaksız, düşman korkusundan uzak bir nimet ihsan etsin.