English    Türkçe    فارسی   

3
2906-2915

  • آسمان را داد دوران و صفا ** آب و گل را تیره رویی و نما
  • Göğe dönmeyi takdir etmiş, onu saf bir hale getirtmiş… Suyla toprağa da bulanıklık vermiştir.
  • کی تواند آسمان دردی گزید ** کی تواند آب و گل صفوت خرید
  • Gayri nasıl olur da gökyüzü bulanır, suyla balçık durulur?
  • قسمتی کردست هر یک را رهی ** کی کهی گردد بجهدی چون کهی
  • Allah, hepsine bir şey takdir etmiştir. Bir dağ, çalışmakla saman çöpü olur mu hiç?
  • جواب انبیا علیهم السلام مر جبریان را
  • Cebrîlerin Peygamberlerin cevabı
  • انبیا گفتند کاری آفرید ** وصفهایی که نتان زان سر کشید
  • Peygamberler dediler ki: “Evet… Allah, çekinip kurtulmaya imkan bulunmayan sıfatlar yaratmıştır.
  • و آفرید او وصفهای عارضی ** که کسی مبغوض می‌گردد رضی 2910
  • Fakat arızi sıfatlar da yarattı ki onları terk etmek mümkündür; herkesin nefretini kazanan kişi, o sıfatları terk eder, huylarından vazgeçerse herkesin sevgisini kazanır, herkes ondan razı olur.
  • سنگ را گویی که زر شو بیهده‌ست ** مس را گویی که زر شو راه هست
  • Taşa altın ol demek beyhudedir ama bakıra altın ol dersen yeri var; bakır pekâlâ altın olabilir.
  • ریگ را گویی که گل شو عاجزست ** خاک را گویی که گل شو جایزست
  • Kuma toprak ol dersen âcizdir, toprak olamaz. Fakat toprağa balçık ol desen bu söz yerindedir, toprak, balçık olabilir.
  • رنجها دادست کان را چاره نیست ** آن بمثل لنگی و فطس و عمیست
  • Allah, insana topallık, yassı, burunluluk, körlük gibi çaresiz illetler vermiştir ama,
  • رنجها دادست کان را چاره هست ** آن بمثل لقوه و درد سرست
  • Ağız, yüz çarpıklığı, yahut baş ağrısı gibi bazı illetler de vermiştir ki bunlara çare vardır.
  • این دواها ساخت بهر ایتلاف ** نیست این درد و دواها از گزاف 2915
  • Allah bu ilâçları, insanlara iyilik vermek için yarattı. Dertler, devalar saçma değil ya!