گرچه مقصود از کتاب آن فن بود ** گر توش بالش کنی هم میشود
Kitaptan maksat, içindeki fendir ama dilersen sen onu yastık da yapabilirsin ya.
لیک ازو مقصود این بالش نبود ** علم بود و دانش و ارشاد سود2990
Fakat ondan maksat yastık olması değil, bilgi, irfan, irşat ve faydadır.
گر تو میخی ساختی شمشیر را ** برگزیدی بر ظفر ادبار را
Kılıcı mıh yaparsan zafere mağlûbiyeti tercih ettin demektir.
گرچه مقصود از بشر علم و هدیست ** لیک هر یک آدمی را معبدیست
İnsandan maksat ilimdir, doğru yolu bulmaktır ama her insanın bir ibadet yeri var.
معبد مرد کریم اکرمته ** معبد مرد لیم اسقمته
Kerem sahibine ikramda bulundun mu bu ikram, ona ibadet yeridir, ikrama uğradıkça şükreder. Alçağı da aşağılattın, alçağa da kötülük ettin mi onu ibadete sevk edersin.
مر لیمان را بزن تا سر نهند ** مر کریمان را بده تا بر دهند
Vur alçakların başına ki yere baş koysunlar… Ver kerem sahiplerine ki ihsanına mazhar oldukça şükretsinler!
لاجرم حق هر دو مسجد آفرید ** دوزخ آنها را و اینها را مزید2995
Hulâsa Allah iki mescit yaratmıştır: Cehennem onların mescidi, cennet bunların!
ساخت موسی قدس در باب صغیر ** تا فرود آرند سر قوم زحیر
Musa, o iç ağrısı kavim, başlarını eğsin diye Kudüs’te alçacık bir kapı yaptırdı.
زآنک جباران بدند و سرفراز ** دوزخ آن باب صغیرست و نیاز
Çünkü onlar cebbar, başı dik kişilerdi. Onlara bu küçücük, bu alçacık kapı, niyaz kapısıdır, cehennemdir!
بیان آنک حق تعالی صورت ملوک را سبب مسخر کردن جباران کی مسخر حق نباشند ساخته است چنانک موسی علیه السلام باب صغیر ساخت بر ربض قدس جهت رکوع جباران بنی اسرائیل وقت در آمدن کی ادخلوا الباب سجدا و قولوا حطة
Allah, padişahların suretini Hakk’a tabi olmayanları yola getirmek için halk etmiştir. Nitekim Musa aleyhisselâm da Kudüs kalesinin duvarına dik başlı cebbarlar eğilerek girsinler ve girerken secde ederek, Yarabbi günahlarımızı al bizden, desinler diye küçücük, alçacık bir kapı yaptı
آنچنانک حق ز گوشت و استخوان ** از شهان باب صغیری ساخت هان
İyi bak, kendine gel! Allah, padişahları etten, kemikten küçücük bir kapı olarak halk etti ya.