- 
		    زین دکان رفتن چه کانشان رو نمود ** اندرین بازار چون بستند سود
- Onlara bu dükkânı terk etmekle neler yüz gösterdi… Bu pazarda nasıl kârlar ettiler… Haberin yok mu ki?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آتش آن را رام چون خلخال شد ** بحر آن را رام شد حمال شد
- Ateş onlara halhal gibi râm oldu, deniz, onların emrine uydu, onları baş üstüne taşıdı.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آهن آن را رام شد چون موم شد ** باد آن را بنده و محکوم شد
- Demir, onlara râm oldu, mum kesildi… Rüzgâr, onlara kul oldu, hükümlerine girdi!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	       
		  
		  - 
		  بیان آنک رسول علیه السلام فرمود ان لله تعالی اولیاء اخفیاء
- Resulullâh sallallâhu aleyhi ve selem, “Şüphe yok ki Allah’ın gizli velileri var” buyurdu
 
	      
	       
	      
	       
	      
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    قوم دیگر سخت پنهان میروند ** شهرهی خلقان ظاهر کی شوند
- (Peygamberlerden başka) bir taife daha vardır ki bunlar pek gizlidirler. Bu zahir halkına nereden meşhur olacaklar?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   این همه دارند و چشم هیچ کس ** بر نیفتد بر کیاشان یک نفس   3105
- Bunca kerametleri vardır da yine ululuklarını hiç kimsenin gözü görmez!
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هم کرامتشان هم ایشان در حرم ** نامشان را نشنوند ابدال هم
- Hem uludurlar, kerametleri vardır… Hem Allah hareminde gizlenmişlerdir. Onların adlarını Abdal bile işitmemiştir.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    یا نمیدانی کرمهای خدا ** کو ترا میخواند آن سو که بیا
- Sen yoksa Allah’ın keremlerini bilmiyor musun ki… Seni “Gel” diye onların bulunduğu tarafa çağırıp duruyor.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    شش جهت عالم همه اکرام اوست ** هر طرف که بنگری اعلام اوست
- Âlemin altı ciheti de onun keremleriyle dolu… Nereye baksan onun bayrakları orada dikildi!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون کریمی گویدت آتش در آ ** اندر آ زود و مگو سوزد مرا
- Bir kerem sahibi, sana gel, ateşe gir dese hemencecik atıl ateşe… Beni yakar mı deme bile!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	       
		  
		  - 
		  حکایت مندیل در تنور پر آتش انداختن  انس رضی الله عنه و ناسوختن
- Allah razı olsun, Enes’in peşkirini ateşe atması ve peşkirin yanmaması
 
	      
	       
	      
	       
	      
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   از انس فرزند مالک آمدست ** که به مهمانی او شخصی شدست   3110
- Malik oğlu Enes’ten rivayet edilmiştir. Birisi ona konuk olmuştu.