English    Türkçe    فارسی   

3
320-329

  • صورت نقض وفای ما مباش ** بی‌وفایی را مکن بیهوده فاش 320
  • Vefasızlığını apaçık gösterme, beyhude yere vefasızlığı fâş etme.
  • مر سگان را چون وفا آمد شعار ** رو سگان را ننگ و بدنامی میار
  • Köpeklerin âdeti vefakârlıktır. Yürü be, bari köpeklerin adını kötüye çıkarma."
  • بی‌وفایی چون سگان را عار بود ** بی‌وفایی چون روا داری نمود
  • Ulu Allah bile vefakârlıkla öğündü de “ Bizden gayrı ahdine kim vefa eder ki?” dedi.
  • حق تعالی فخر آورد از وفا ** گفت من اوفی بعهد غیرنا
  • Hakları reddettikten, saymadıktan sonra isteğin kadar vefakâr ol. Bil ki bu vefa, vefasızlığın ta kendisidir.
  • بی‌وفایی دان وفا با رد حق ** بر حقوق حق ندارد کس سبق
  • Çünkü hiç kimse Allah hakkından daha ziyade hak sahibi değildir ki.
  • حق مادر بعد از آن شد کان کریم ** کرد او را از جنین تو غریم 325
  • Ana hakkı bile Allah hakkından sonra gelir. Çünkü Allah, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir.
  • صورتی کردت درون جسم او ** داد در حملش ورا آرام و خو
  • Allah, seni onun cisminde bir surete bürümüş, gebelik halinde ona seninle istirahat ve huzur vermiş, onu sana alıştırmış.
  • همچو جزو متصل دید او ترا ** متصل را کرد تدبیرش جدا
  • O da seni kendisinin bir cüz’ü görmüştür. Allah’ın tedbiri anaya ilişik olan o cüz’ü ayırmıştır.
  • حق هزاران صنعت و فن ساختست ** تا که مادر بر تو مهر انداختست
  • Allah, binlerce sanat ve fen düzdü de ana, sana sevgi bağladı, şefkat gösterdi.
  • پس حق حق سابق از مادر بود ** هر که آن حق را نداند خر بود
  • Şu halde Allah hakkı, ana hakkından öncedir, Allah hakkını bilmeyen eşektir.