-
صورت نقض وفای ما مباش ** بیوفایی را مکن بیهوده فاش 320
- Vefasızlığını apaçık gösterme, beyhude yere vefasızlığı fâş etme.
-
مر سگان را چون وفا آمد شعار ** رو سگان را ننگ و بدنامی میار
- Köpeklerin âdeti vefakârlıktır. Yürü be, bari köpeklerin adını kötüye çıkarma."
-
بیوفایی چون سگان را عار بود ** بیوفایی چون روا داری نمود
- Ulu Allah bile vefakârlıkla öğündü de “ Bizden gayrı ahdine kim vefa eder ki?” dedi.
-
حق تعالی فخر آورد از وفا ** گفت من اوفی بعهد غیرنا
- Hakları reddettikten, saymadıktan sonra isteğin kadar vefakâr ol. Bil ki bu vefa, vefasızlığın ta kendisidir.
-
بیوفایی دان وفا با رد حق ** بر حقوق حق ندارد کس سبق
- Çünkü hiç kimse Allah hakkından daha ziyade hak sahibi değildir ki.
-
حق مادر بعد از آن شد کان کریم ** کرد او را از جنین تو غریم 325
- Ana hakkı bile Allah hakkından sonra gelir. Çünkü Allah, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir.
-
صورتی کردت درون جسم او ** داد در حملش ورا آرام و خو
- Allah, seni onun cisminde bir surete bürümüş, gebelik halinde ona seninle istirahat ve huzur vermiş, onu sana alıştırmış.
-
همچو جزو متصل دید او ترا ** متصل را کرد تدبیرش جدا
- O da seni kendisinin bir cüz’ü görmüştür. Allah’ın tedbiri anaya ilişik olan o cüz’ü ayırmıştır.
-
حق هزاران صنعت و فن ساختست ** تا که مادر بر تو مهر انداختست
- Allah, binlerce sanat ve fen düzdü de ana, sana sevgi bağladı, şefkat gösterdi.
-
پس حق حق سابق از مادر بود ** هر که آن حق را نداند خر بود
- Şu halde Allah hakkı, ana hakkından öncedir, Allah hakkını bilmeyen eşektir.