-
آن نیاز مریمی بودست و درد ** که چنان طفلی سخن آغاز کرد
- Küçücük bir çocuk olan İsa’yı dile getirip konuşturan, Meryem’in derde düşüp niyaz etmesidir.
-
جزو او بی او برای او بگفت ** جزو جزوت گفت دارد در نهفت 3205
- Meryem’in cüz’ü olan İsa, Meryem’in diliyle değil, kendi diliyle onun yerine söz söyledi. Senin cüz’ünün cüz’ü de gizlice söz söyler durur.
-
دست و پا شاهد شوندت ای رهی ** منکری را چند دست و پا نهی
- A kişi, elin, ayağın sana şahit olur. Niceye bir münkirliğe el sunacak, ayak atacaksın?
-
ور نباشی مستحق شرح و گفت ** ناطقهی ناطق ترا دید و بخفت
- Anlatılanı anlamaya, söyleneni dinlemeye liyakatin yoksa söz söyleyenin söyleme kabiliyeti seni görür anlar… Yatar, uyur!
-
هر چه رویید از پی محتاج رست ** تا بیابد طالبی چیزی که جست
- Arayan, aradığını bulsun diye yerden ne biterse ihtiyaç sahibi için biter
-
حق تعالی گر سماوات آفرید ** از برای دفع حاجات آفرید
- Allah, gökleri yarattıysa ihtiyaçları gidersin diye yarattı.
-
هر کجا دردی دوا آنجا رود ** هر کجا فقری نوا آنجا رود 3210
- Nerede dert varsa deva oraya gider, nerde yoksulluk varsa nimet oraya varır.
-
هر کجا مشکل جواب آنجا رود ** هر کجا کشتیست آب آنجا رود
- Müşkül neredeyse cevap oradadır, gemi neredeyse su orada!
-
آب کم جو تشنگی آور بدست ** تا بجوشد آب از بالا و پست
- Suyu az ara, susuzluğu elde et de sular yukardan da coşsun, aşağıdan da fışkırsın!
-
تا نزاید طفلک نازک گلو ** کی روان گردد ز پستان شیر او
- Boğazcağızı nazik yavrucak doğmasaydı onu besleyecek süt nasıl olur da memeden akardı?