-
مادرش از خشم گفتش هی خموش ** کیت افکند این شهادت را بگوش
- Anası kızgınlıkla “Sus be, bu şahadeti kulağına kim üfürdü?
-
این کیت آموخت ای طفل صغیر ** که زبانت گشت در طفلی جریر
- A yumurcak, bunu sana kim söyledi de böyle dilin açıldı, söyleyip duruyorsun?” dedi.
-
گفت حق آموخت آنگه جبرئیل ** در بیان با جبرئیلم من رسیل 3225
- Çocuk dedi ki: “Evvelâ Allah, sonra da Cebrail! Ben, bu sözde Cebrail’e ahenk uyduruyorum.“
-
گفت کو گفتا که بالای سرت ** مینبینی کن به بالا منظرت
- Kadın “Nerede Cebrail?” deyince çocuk dedi ki: “Nah; başının üstünde. Görmüyor musun? Kafanı kaldır da bir yukarıya bak!
-
ایستاده بر سر تو جبرئیل ** مر مرا گشته به صد گونه دلیل
- Cebrail, başının üstünde duruyor; bana yüz çeşit delil olmakta!“
-
گفت میبینی تو گفتا که بلی ** بر سرت تابان چو بدری کاملی
- Kadın, “Sahi görüyor musun?“ dedi. Çocuk dedi ki: “Evet, başının üstünde ayın on dördü gibi durmakta.
-
میبیاموزد مرا وصف رسول ** زان علوم میرهاند زین سفول
- Bana Peygamber’i vasfediyor. Beni, bu suretle bu aşağılıklardan yüceltmede!
-
پس رسولش گفت ای طفل رضیع ** چیست نامت باز گو و شو مطیع 3230
- Sonra Peygamber, “Ey süt emer yavru, adın ne? Hadi bunu da söyle de sonra ananın isteğine uy, sus“ dedi.
-
گفت نامم پیش حق عبدالعزیز ** عبد عزی پیش این یک مشت حیز
- Çocuk, “Adım, Allah yanında Abdülâziz, fakat bu bir avuç edepsize göre Abdül Uzzâ!
-
من ز عزی پاک و بیزار و بری ** حق آنک دادت این پیغامبری
- Hâlbuki ben sana bu peygamberliği veren Allah hakkı için Uzzâ’dan usanmışım, berîyim!“ dedi.