-
گفت ناهنگام حی عل فلاح ** خون ما را میکند خوار و مباح
- Vakitsiz “Haydin namaza” dememiz, kanımızı mubah eder.
-
آنک معصوم آمد و پاک از غلط ** آن خروس جان وحی آمد فقط
- Masum olan, yanılmayansa ancak vahye mahzar olan can horozudur.
-
آن غلامش مرد پیش مشتری ** شد زیان مشتری آن یکسری
- Kölesini de sattı. Köle satılır satılmaz öldü, alan da iki kat ziyana girdi.
-
او گریزانید مالش را ولیک ** خون خود را ریخت اندر یاب نیک
- Malını kaçırdı ama iyi bil ki kendi kanına girdi.
-
یک زیان دفع زیانها میشدی ** جسم و مال ماست جانها را فدا 3340
- Bir ziyana uğramak, birçok ziyanları defedecekti. Cismimiz, malımız, canlarımıza fedadır; canımıza gelecek belâ, cismimize, malımıza gelir.
-
پیش شاهان در سیاستگستری ** میدهی تو مال و سر را میخری
- Gazaba uğradın mı padişahlara malını verir, başını kurtarırsın.
-
اعجمی چون گشتهای اندر قضا ** میگریزانی ز داور مال را
- Fakat iş bilmez cahil misin? Kazaya düşünce padişahtan malını kaçırmaya kalkışırsın.
-
خبر کردن خروس از مرگ خواجه
- Horozun ev sahibinin ölümünü haber vermesi
-
لیک فردا خواهد او مردن یقین ** گاو خواهد کشت وارث در حنین
- Fakat şimdi de yarınki gün ev sahibi ölecek. Mirasına konan feryat ve figan ederek bir öküz kesecek.
-
صاحب خانه بخواهد مرد رفت ** روز فردا نک رسیدت لوت زفت
- Yarın, adam ölünce sana epeyce yemek düşecek.
-
پارههای نان و لالنگ و طعام ** در میان کوی یابد خاص و عام 3345
- Köyde halk da, ileri gelenler de kurban etleri, lalangalar, yemekler yiyecekler.