English    Türkçe    فارسی   

3
3338-3347

  • آن غلامش مرد پیش مشتری ** شد زیان مشتری آن یکسری
  • Kölesini de sattı. Köle satılır satılmaz öldü, alan da iki kat ziyana girdi.
  • او گریزانید مالش را ولیک ** خون خود را ریخت اندر یاب نیک
  • Malını kaçırdı ama iyi bil ki kendi kanına girdi.
  • یک زیان دفع زیانها می‌شدی ** جسم و مال ماست جانها را فدا 3340
  • Bir ziyana uğramak, birçok ziyanları defedecekti. Cismimiz, malımız, canlarımıza fedadır; canımıza gelecek belâ, cismimize, malımıza gelir.
  • پیش شاهان در سیاست‌گستری ** می‌دهی تو مال و سر را می‌خری
  • Gazaba uğradın mı padişahlara malını verir, başını kurtarırsın.
  • اعجمی چون گشته‌ای اندر قضا ** می‌گریزانی ز داور مال را
  • Fakat iş bilmez cahil misin? Kazaya düşünce padişahtan malını kaçırmaya kalkışırsın.
  • خبر کردن خروس از مرگ خواجه
  • Horozun ev sahibinin ölümünü haber vermesi
  • لیک فردا خواهد او مردن یقین ** گاو خواهد کشت وارث در حنین
  • Fakat şimdi de yarınki gün ev sahibi ölecek. Mirasına konan feryat ve figan ederek bir öküz kesecek.
  • صاحب خانه بخواهد مرد رفت ** روز فردا نک رسیدت لوت زفت
  • Yarın, adam ölünce sana epeyce yemek düşecek.
  • پاره‌های نان و لالنگ و طعام ** در میان کوی یابد خاص و عام 3345
  • Köyde halk da, ileri gelenler de kurban etleri, lalangalar, yemekler yiyecekler.
  • گاو قربانی و نانهای تنک ** بر سگان و سایلان ریزد سبک
  • Yoksullara, köpeklere bir hayli öküz eti, koca koca ekmekler dağıtılacak.
  • مرگ اسپ و استر و مرگ غلام ** بد قضا گردان این مغرور خام
  • Atın, eşeğin, kölenin ölümü, bu ham mağrura gelecek kazayı defedecekti.