-
اسپ داند بانگ و بوی شیر را ** گر چه حیوانست الا نادرا
- At, aslanın sesini de tanır, kokusunu da duyar. Hayvandır ama düşmanını bilmemesi, duymaması pek nadirdir.
-
بل عدو خویش را هر جانور ** خود بداند از نشان و از اثر
- Hatta zaten yalnız at değil, her hayvan, düşmanını, nişanından, eserinden tanır, bilir.
-
روز خفاشک نیارد بر پرید ** شب برون آمد چو دزدان و چرید 3620
- Yarasacık gündüz uçamaz, hırsızlar gibi geceleyin çıkar, yayılır.
-
از همه محرومتر خفاش بود ** که عدو آفتاب فاش بود
- Hayvanlardan hepsinden daha mahrum hayvan yarasadır. Meydanda ki güneşin düşmanıdır o.
-
نه تواند در مصافش زخم خورد ** نه بنفرین تاندش مهجور کرد
- Fakat ne ben senin düşmanınım diye güneşe karşı koyabilir, ne nefretiyle onu uzaklaştırabilir!
-
آفتابی که بگرداند قفاش ** از برای غصه و قهر خفاش
- Güneş, yarasanın derdine, kahrına bakıp yüzünü döndürse, gizlense bu,
-
غایت لطف و کمال او بود ** گرنه خفاشش کجا مانع شود
- Güneşin son derece lütfuna, güneşin en üstün bir kemale sahip bulunuşuna delâlet eder. Yoksa hiç yarasa güneşe mâni olabilir mi?
-
دشمنی گیری بحد خویش گیر ** تا بود ممکن که گردانی اسیر 3625
- Düşmanlığa kalkışacaksan düşmanlık edebileceğin birisiyle savaş ki onu esir edebilmek mümkün olsun.
-
قطره با قلزم چو استیزه کند ** ابلهست او ریش خود بر میکند
- Karta, denizle nasıl savaşa girişebilir? Girişirse aptaldır, kendi saçını, sakalını yolar.
-
حیلت او از سبالش نگذرد ** چنبرهی حجرهی قمر چون بر درد
- Hilesi, saçından sakalından ileri gidemez ki. Nasıl olur da ayın odasındaki perdeyi yırtabilir?