-
سایه کی بود تا دلیل او بود ** این بستش کع ذلیل او بود
- Gölgenin on delâlet etmesine imkân mı var? Gölge, onun yanında hor, hakir olup kalıyor ya… işte bu, kâfi ona!
-
این جلالت در دلالت صادقست ** جمله ادراکات پس او سابقست 3720
- Bu ululuk, ona tam doğru bir delil: bütün anlayışlar geridedir, o ilerde!
-
جمله ادراکات بر خرهای لنگ ** او سوار باد پران چون خدنگ
- Bütün anlayışlar topal eşeklere binmiş… O, ok gibi uçup giden rüzgâra!
-
گر گریزد کس نیابد گرد شه ** ور گریزند او بگیرد پیش ره
- Padişah kaçarsa tozunu bile kimse bulamaz… Onlar kaçarlarsa padişah, yolarını kesiverir!
-
جمله ادراکات را آرام نی ** وقت میدانست وقت جام نی
- Âlemde bütün anlayışlar, durup dinlenmezler… Meydanda koşup yelme zamanıdır, oturup zevkle içkiye dalma zamanı değil!
-
آن یکی وهمی چو بازی میپرد ** وآن دگر چون تیر معبر میدرد
- Birinin vehmi, bir doğan gibi uçup geçer, öbürünün vehmini mesafeleri delip geçen ok gibi uçar!
-
وان دگر چون کشتی با بادبان ** وآن دگر اندر تراجع هر زمان 3725
- Öbürünün ki yelken açmış gemi gibi gider… Bir başkasınınkiyse her an gerileyip durur!
-
چون شکاری مینمایدشان ز دور ** جمله حمله میفزایند آن طیور
- Bütün bu vehimler, bütün bu anlayış kuşları, uzaktan bir av gördüler mi hep birden saldırırlar.
-
چونک ناپیدا شود حیران شوند ** همچو جغدان سوی هر ویران شوند
- Av ortadan kayboldu mu şaşırırlar, baykuşlar gibi viranelere dalarlar!
-
منتظر چشمی به هم یک چشم باز ** تا که پیدا گردد آن صید به ناز
- O av tekrar nazlana, nazlana salınsın, görünsün diye bir gözünü açıp bir tekini yumarak beklerler.