-
چونک مریم مضطرب شد یک زمان ** همچنانک بر زمین آن ماهیان
- Meryem bir müddet, karaya vurmuş balıklar gibi çırpındı.
-
گفتن روح القدس مریم راکی من رسول حقم به تو آشفته مشو و پنهان مشو از من کی فرمان اینست
- Ruhulkudüs’ün Meryem’e “Ben Allah elçisiyim, benden korkma, gizlenme… Allah’ın emri bu” demesi
-
بانگ بر وی زد نمودار کرم ** که امین حضرتم از من مرم
- O Allah rahmetini gösteren melek, Meryem’e bağırdı: “Ben, Allah tapısının eminiyim, benden ürkme.
-
از سرافرازان عزت سرمکش ** از چنین خوش محرمان خود درمکش
- Allah’ın yücelttiği kimselerden baş çekme. Bu çeşit güzel mahremlerden çekinme!”
-
این همی گفت و ذبالهی نور پاک ** از لبش میشد پیاپی بر سماک 3770
- Hem bu sözleri söylüyordu, hem de dudaklarından pak nurlar çıkıyor, birbirine ulanıp göğe ağrıyordu.
-
از وجودم میگریزی در عدم ** در عدم من شاهم و صاحب علم
- Melek diyordu ki: “Sen, benim varlığımdan yokluğa kaçıyorsun ama ben yokluktan bir padişahım, bir bayrak sahibiyim.
-
خود بنه و بنگاه من در نیستیست ** یکسواره نقش من پیش ستیست
- Zaten yurdum orası, ağırlığım da orada… Sana görünen bir suretimden ibaret.
-
مریما بنگر که نقش مشکلم ** هم هلالم هم خیال اندر دلم
- Ey Meryem, bir bak hele… Ben, anlaşılması müşkül bir nakşım, hem hilâlim, hem gönüllerde ki hayal!
-
چون خیالی در دلت آمد نشست ** هر کجا که میگریزی با توست
- Gönlüne bir hayal geldi de yerleşti mi nereye kaçsan o seninledir.
-
جز خیالی عارضی باطلی ** کو بود چون صبح کاذب آفلی 3775
- Ancak gelip geçici bir aslı olmayan hayal müstesna… O çeşit hayal yalancı sabah gibi gözden kayboluverir.
-
من چو صبح صادقم از نور رب ** که نگردد گرد روزم هیچ شب
- Bensen Allah nurundan doğmuş düpedüz sabahım… Gündüzümün etrafında gece, hiç dönüp dolaşamaz.