-
چون بخارا میروی دیوانهای ** لایق زنجیر و زندانخانهای
- Delicesine Buhara’ya gidersen zincire vurulmaya, hapishaneye atılmaya lâyıksın.
-
او ز تو آهن همیخاید ز خشم ** او همیجوید ترا با بیست چشم 3815
- Sadr-ı Cihan, sana kızgın… Âdeta demir çiğnemede, dişlerini gıcırdatıp durmada. Seni yirmi gözle bekliyor.
-
میکند او تیز از بهر تو کارد ** او سگ قحطست و تو انبان آرد
- Senin için bıçak bileyip duruyor. O âdeta kırlıkta kalmış bir köpek, sense unla dolu dağarcıksın!
-
چون رهیدی و خدایت راه داد ** سوی زندان میروی چونت فتاد
- Allah, bir fırsat verdi, kurtuldun… Sonra da zindana gidiyorsun ha… Ne oldu sana?
-
بر تو گر دهگون موکل آمدی ** عقل بایستی کز ایشان کم زدی
- Sana on çeşit memur dikseler bile onlardan kaçıp gizlenmen lazım; akıl, bunu emreder.
-
چون موکل نیست بر تو هیچکس ** از چه بسته گشت بر تو پیش و پس
- Hâlbuki senin başında tek bir memur bile yok. Neden böyle önden, arttan yolun bağlandı?”
-
عشق پنهان کرده بود او را اسیر ** آن موکل را نمیدید آن نذیر 3820
- Gizli aşk, onu esir etmişti. O öğütçü, o korkutucu o gizli memuru görmüyordu ki!
-
هر موکل را موکل مختفیست ** ورنه او در بند سگ طبعی ز چیست
- Her memurun başında gizli bir memur var. Böyle değil de o memur, neden köpeğe benzeyen tabiatına esir. Neden onun bağlarıyla bağlı?
-
خشم شاه عشق بر جانش نشست ** بر عوانی و سیهروییش بست
- Padişahın kızgınlığı ruhuna tesir etmiş, onu memurluğa, kara yüzlülüğe bağlamış.
-
میزند او را که هین او رابزن ** زان عوانان نهان افغان من
- Hadi vur şu adamı diye onu dövüp duruyor! Benim feryadım, işte o gizli memurlardan!