او به عکس شمعهای آتشیست ** مینماید آتش و جمله خوشیست
O ateşli mumların aksine bir şeydir. Ateş gibi görünür ama baştanbaşa nurdur, güzellikten, hoşluktan ibarettir.
صفت آن مسجد کی عاشقکش بود و آن عاشق مرگجوی لا ابالی کی درو مهمان شد
Âşık öldüren mescidle ölümünü arayıp hiçbir şeye aldırış etmeyerek orada konuklayan âşık
یک حکایت گوش کن ای نیکپی ** مسجدی بد بر کنار شهر ری
Ey izi, tozu güzel, bir hikâye söyleyeyim, dinle:
هیچ کس در وی نخفتی شب ز بیم ** که نه فرزندش شدی آن شب یتیم
Rey şehrinin kıyısında bir mescit vardı.
بس که اندر وی غریب عور رفت ** صبحدم چون اختران در گور رفت
Hiç kimse yoktu ki orada gecelesin, yatsın da korkudan ödü patlayıp ölmesin; oğlu o gece yetim kalmasın.
خویشتن را نیک ازین آگاه کن ** صبح آمد خواب را کوتاه کن3925
Ona nice aç, çıplak garip gitti… Hepsi de sabah çağı yıldızlar gibi battı, mezara girdi!
هر کسی گفتی که پریانند تند ** اندرو مهمان کشان با تیغ کند
Sen de bunu iyice anla, kendine gel. Sabah geldi çattı, uykuyu bırak artık!
آن دگر گفتی که سحرست و طلسم ** کین رصد باشد عدو جان و خصم
Herkes, orada kuvvetli periler var, orada konaklayanları kör kılıçla kesip öldürüyorlar derdi.
آن دگر گفتی که بر نه نقش فاش ** بر درش کای میهمان اینجا مباش
Bazıları sihir ve tılsım var. Düşmanın canını almak için gözetip durmada diyordu.
شب مخسپ اینجا اگر جان بایدت ** ورنه مرگ اینجا کمین بگشایدت
Bazı kimseler, kapısına açıkça “Ey konuk, burada kalma. Canına kastın yoksa geceyi burada geçirme, burada yatıp uyuma. Yoksa ölüm sana pusu kurar” diye yazalım demekteydi.
وان یکی گفتی که شب قفلی نهید ** غافلی کاید شما کم ره دهید3930
Bir diğeri de derdi ki. “Geceleri kilitleyin de bilmeyen bir adam girip kalmasın!”