-
گفت او ای ناصحان من بی ندم ** از جهان زندگی سیر آمدم
- Âşık dedi ki: “Ey öğüt verenler, ben yaptığım dan nâdim değilim. Hayata doydum.
-
منبلیام زخم جو و زخمخواه ** عافیت کم جوی از منبل براه
- Ben yaralanmayı isteyen, arayan bir tembelim. Tembelden yola gitmeyi umma!
-
منبلی نی کو بود خود برگجو ** منبلیام لاابالی مرگجو
- Ama yiyecek, içecek tembeli değilim ben… Hiçbir şeye aldırış etmeyen, ölümünü arayan bir tembelim!
-
منبلی نی کو به کف پول آورد ** منبلی چستی کزین پل بگذرد
- Âleme el avuç açan, kendisine para pul toplayan tembel değilim, bu köprüden çevikçe geçen bir tembelim.
-
آن نه کو بر هر دکانی بر زند ** بل جهد از کون و کانی بر زند 3950
- Her dükkâna başvuran, halini söyleyen tembel değilim. Varlıktan sıçrayıp kurtulan ve bir madene ulaşan tembelim.
-
مرگ شیرین گشت و نقلم زین سرا ** چون قفص هشتن پریدن مرغ را
- Kuşa, kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor.
-
آن قفص که هست عین باغ در ** مرغ میبیند گلستان و شجر
- Bahçeye konan kafesteki kuş, gülleri, ağaçları görür.
-
جوق مرغان از برون گرد قفص ** خوش همیخوانند ز آزادی قصص
- Dışarıda, kafesin çevresinde ötüşen kuşlar, hürriyete ait güzel, güzel hikâyeler söylerler.
-
مرغ را اندر قفص زان سبزهزار ** نه خورش ماندست و نه صبر و قرار
- Kafesteki kuş, onları duyar, o yeşilliği görürde ne iştahı kalır, ne sabrı, ne kararı!
-
سر ز هر سوراخ بیرون میکند ** تا بود کین بند از پا برکند 3955
- Başını kafesin her deliğinden çıkarır durur. Ayağındaki bağdan kurtulmak ister.