-
آدمی همچون عصای موسیاست ** آدمی همچون فسون عیسیاست
- İnsan, Musa’nın asasına benzer, İsa’nın afsunu gibidir.
-
در کف حق بهر داد و بهر زین ** قلب مومن هست بین اصبعین
- Müminin kalbi, adalet sahibi olan ve yardım dilenen Allah elindedir. Allah’ın iki parmağı arasındadır.
-
ظاهرش چوبی ولیکن پیش او ** کون یک لقمه چو بگشاید گلو 4260
- Asa, görünüşte bir sopadan ibarettir ama ağzını açtı mı bütün varlık, ona bir lokmadır.
-
تو مبین ز افسون عیسی حرف و صوت ** آن ببین کز وی گریزان گشت موت
- İsa’nın afsunundaki harfe, sese bakma. Ondan, ölüm bile kaçıyor, sen ona bak!
-
تو مبین ز افسونش آن لهجات پست ** آن نگر که مرده بر جست و نشست
- Afsunda ki o ehemmiyetsiz, o değersiz sözlere bakma, o afsunla ölünün sıçrayıp oturuşunu seyret.
-
تو مبین مر آن عصا را سهل یافت ** آن ببین که بحر خضرا را شکافت
- O sopayı ehemmiyetsiz görme… Yemyeşil denizi nasıl böldü, onu gör!
-
تو ز دوری دیدهای چتر سیاه ** یک قدم فا پیش نه بنگر سپاه
- Uzaktasın da yalnız birer kara çadırdır görüyorsun… Bir adım ilerle de orduyu gör!
-
تو ز دوری مینبینی جز که گرد ** اندکی پیش آ ببین در گرد مرد 4265
- Uzak olduğundan yalnız bir toz dumandır görüyorum ama birazcık yaklaş, ileri var da topun içindeki adama bak!
-
دیدهها را گرد او روشن کند ** کوهها را مردی او بر کند
- Onun tozu, gözleri aydın eder… Onun erliği, dağları yerinden söker!
-
چون بر آمد موسی از اقصای دشت ** کوه طور از مقدمش رقاص گشت
- Musa, çölün bir ucundan kalkıp gelince Tur dağı, onun gelişinden neşelendi, rakkas kesildi!
-
تفسیر یا جبال اوبی معه والطیر
- “Ey dağlar, Davud’la beraber okuyun dedik; kuşları da ona teshir ettik” ayetinin tefsiri