بیمرادان بر مرادی میتنند ** و آن مرادان جذب ایشان میکنند
Muratsız hale gelen âşıklar, bir murat etrafında döner, dolaşır, yalnız sevgililerini dilerler ama muratları, maksatları olan sevgililer de onları kendilerine çekip dururlar.
لیک میل عاشقان لاغر کند ** میل معشوقان خوش و خوشفر کند4445
Fakat âşıkların meyil ve muhabbetleri, âşıkları zayıf bir hale getirir… Maşukların meyil ve muhabbeti ise onları güzelleştirir, parlak bir hale sokar!
عشق معشوقان دو رخ افروخته ** عشق عاشق جان او را سوخته
Sevgililerin aşkı onların yanaklarını parlatır; âşıkların aşkı, âşıkların canlarını yandırır!
کهربا عاشق به شکل بینیاز ** کاه میکوشد در آن راه دراز
Kehlibar, niyazdan müstağni davranan bir âşıktır…o uzun yola düşen, o uzun yolda savaşansa saman çöpü!
این رها کن عشق آن تشنهدهان ** تافت اندر سینهی صدر جهان
Bunu bırak… O susamış âşığın aşkı, Sadr-ı Cihan’ın gönlünde parladı.
دود آن عشق و غم آتشکده ** رفته در مخدوم او مشفق شده
O aşkın, o ateşgedenin dumanı ona kadar vardı, gönlünü yumuşattı.
لیکش از ناموس و بوش و آب رو ** شرم میآمد که وا جوید ازو4450
Fakat onu aramayı namusuna, kibrine yediremiyordu.
رحمتش مشتاق آن مسکین شده ** سلطنت زین لطف مانع آمده
Merhameti, o yoksula müştak olmuştu; saltanat bu lütfa mâni oluyordu.
عقل حیران کین عجب او را کشید ** یا کشش زان سو بدینجانب رسید
Akıl burada hayran… Acaba bu mu onu çekti, yoksa bu çekiş, o taraftan mı oldu?
ترک جلدی کن کزین ناواقفی ** لب ببند الله اعلم بالخفی
Cür’etten vazgeç… Sen, bunu bilmezsin, anlamazsın. Dudağını yum, gizli sırrı Allah daha iyi bilir.