-
این جواب ماست کانچ خواستید ** گشت پیدا که شما ناراستید
- Bu, bize cevap: Dilediğiniz işte meydana çıktı, hanginizin doğru olduğu açığa vuruldu.”
-
باز این اندیشه را از فکر خویش ** کور میکردند و دفع از ذکر خویش
- Sonra yine fikirlerindeki bu düşünceyi körletiyorlar, bu sözleri bırakarak diyorlardı ki:
-
کین تفکرمان هم از ادبار رست ** که صواب او شود در دل درست
- “Bu düşüncemiz de işimizin tersine gitmesinden meydana geldi; gönlümüzde onun doğru olduğuna dair bir düşüncedir peydahlandı.
-
خود چه شد گر غالب آمد چند بار ** هر کسی را غالب آرد روزگار
- Birkaç kere galip geldiyse ne oldu ki… Bundan ne çıkar? Zaman da herkese galebe çalıyor!
-
ما هم از ایام بختآور شدیم ** بارها بر وی مظفر آمدیم 4495
- Biz de zamaneden kâm aldık, bizim bahtımız da yaver oldu… Biz de ona birkaç kere üst geldik.”
-
باز گفتندی که گرچه او شکست ** چون شکست ما نبود آن زشت و پست
- Sonra yine “O da mağlûp oldu ama mağlûp oluşu, bizim mağlup oluşumuz gibi çirkince, alçakça değildi.
-
زانک بخت نیک او را در شکست ** داد صد شادی پنهان زیردست
- İyi bahtı o bozgunlukta, o mağlûbiyette bile ona el altından gizlice yüzlerce neşe verdi.
-
کو باشکسته نمیمانست هیچ ** که نه غم بودش در آن نه پیچ پیچ
- Hatta o, hiç de mağlûba benzemiyordu. Ne gamı vardı, ne üzülüyordu” demekteydiler.
-
چون نشان مومنان مغلوبیست ** لیک در اشکست ممن خوبیست
- Müminlerin nişanesi mağlûbiyettir ama müminin alt oluşunda da bir güzellik var!
-
گر تو مشک و عنبری را بشکنی ** عالمی از فوح ریحان پر کنی 4500
- Misk ve amberi kırsan dünyayı güzel kokularla doldurursun.