-
چون شود واقف به مکتب میدود ** جانش از رفتن شکفته میشود
- Ama mektebin faydasını anladılar mı koşa koşa giderler, içleri açılır, neşe duyarlar.
-
میرود کودک به مکتب پیچ پیچ ** چون ندید از مزد کار خویش هیچ
- Çocuk mektebe kıvrana, kıvrana gider. Çalışmasına karşılık hiçbir şey görmemiştir ki!
-
چون کند در کیسه دانگی دستمزد ** آنگهان بیخواب گردد شب چو دزد
- Fakat kesesine birkaç para gündelik kondu mu geceyi hırsız gibi uykusuz geçirir.
-
جهد کن تا مزد طاعت در رسد ** بر مطیعان آنگهت آید حسد
- Gayret et de ibadetinin karşılığı gelsin… Bak o zaman ibadet edenlere nasıl haset edersin.
-
ائتیا کرها مقلد گشته را ** ائتیا طوعا صفا بسرشته را 4590
- Mukallitlere “Zorla gelin”, yaradılışı temiz kişilere de “İsteyerek gelin” denmiştir.
-
این محب حق ز بهر علتی ** و آن دگر را بی غرض خود خلتی
- Bu, Allah’ı bir maksat için sever, öbürünün dostluğunda hiçbir garez, hiçbir maksat yoktur.
-
این محب دایه لیک از بهر شیر ** و آن دگر دل داده بهر این ستیر
- Bu, dadısını sever ama süt için sever. Öbürünü ancak onu âşık olduğundan, o görünmeyen güzele gönül verdiğinden sever.
-
طفل را از حسن او آگاه نه ** غیر شیر او را ازو دلخواه نه
- Çocuk, dadının güzelliğini anlamaz ki… Onda sütten başka bir istek yoktur.
-
و آن دگر خود عاشق دایه بود ** بی غرض در عشق یکرایه بود
- Öbürüyse zaten dadıya âşıktır... Bu sevgide muradı, maksadı ancak ona ulaşmaktır.
-
پس محب حق باومید و بترس ** دفتر تقلید میخواند بدرس 4595
- Şu halde Allah’tan bir şey umarak, Allah’tan korkarak sevenler, taklit defterinden ders okumaktadırlar.