این محب حق ز بهر علتی ** و آن دگر را بی غرض خود خلتی
Bu, Allah’ı bir maksat için sever, öbürünün dostluğunda hiçbir garez, hiçbir maksat yoktur.
این محب دایه لیک از بهر شیر ** و آن دگر دل داده بهر این ستیر
Bu, dadısını sever ama süt için sever. Öbürünü ancak onu âşık olduğundan, o görünmeyen güzele gönül verdiğinden sever.
طفل را از حسن او آگاه نه ** غیر شیر او را ازو دلخواه نه
Çocuk, dadının güzelliğini anlamaz ki… Onda sütten başka bir istek yoktur.
و آن دگر خود عاشق دایه بود ** بی غرض در عشق یکرایه بود
Öbürüyse zaten dadıya âşıktır... Bu sevgide muradı, maksadı ancak ona ulaşmaktır.
پس محب حق باومید و بترس ** دفتر تقلید میخواند بدرس4595
Şu halde Allah’tan bir şey umarak, Allah’tan korkarak sevenler, taklit defterinden ders okumaktadırlar.
و آن محب حق ز بهر حق کجاست ** که ز اغراض و ز علتها جداست
Nerede Hakk’ı ancak hak için seven, garezlerden, maksatlardan ayrılmış âşık?
گر چنین و گر چنان چون طالبست ** جذب حق او را سوی حق جاذبست
Fakat ister öyle sevsin, ister böyle… Mademki Allah’ı diliyor, onu Hakk’a çeken yine Hakk’tır.
گر محب حق بود لغیره ** کی ینال دائما من خیره
Daima Allah’ın hayrına nail olayım diye Allah’ı seven de,
یا محب حق بود لعینه ** لاسواه خائفا من بینه
Allah’tan başkasına gönül vermekten korkup ancak onu seven de.
هر دو را این جست و جوها زان سریست ** این گرفتاری دل زان دلبریست4600
Her ikisinin bu sevgisi, bu arayıp taraması da o âlemdendir… Bu gönül kaptırma, o dilberden. O güzelin güzelliğinden ileri gelmedir.
جذب معشوق عاشق را من حیث لا یعمله العاشق و لا یرجوه و لا یخطر بباله و لا یظهر من ذلک الجذب اثر فی العاشق الا الخوف الممزوج بالیاس مع دوام الطلب
Sevgilinin; âşığı âşığın bilmediği, ummadığı, aklına bile gelmediği halde kendisine çekişi… Bu çekiş yüzünden âşık, daima sevgiliyi arayıp durmakla beraber korkuyla karışık bir ümitsizliğe düşer, başka bir eseri belirmez